semavat hanımın ruhu, kûh'un ardına saklandı. toprak beyaza boyandı; yarıldı, çiçek kustu. semavat hanımın ruhunu gören olmadı. kûh'un ardı, rûh'un gardı oldu.
semavat hanım igtibak etti, her aşyide; umdu ki, rûhu geri gele.
gelmedi rûh, buldu kendine bir gûruh, kûh'un ardında.
aksetti semavat hanımın sesi, kara göğün üzerinde. soğuk büzüldü, dallar esnedi; semavat hanımı da yuttu, sesini de.
rûhu onu hiç duymadı.
semavat hanım yandı, yakındı, kavruldu;
rûh'unun peşinden koştu.
rûh, o başıboş karanlık, semavat hanımdan kaçtı.
semavat hanımın feryadı, figanını kovaladı; rûh onlardan hep kaçtı.
kûh'un adı kûh-i kaf,
semavat hanımın dilinde hep bir gaf,
kûhta dolaşır başıboş bir laf,
dilenen tek şey bir af.
bir oyundu kûh, rûh için;
semavat hanımın hep kaybettiği.
bir acıydı rûh, hanım için;
yanakların hep ıslak kaldığı.
(2018)
H. Nihan
2021-08-10T20:26:10+03:00İlginç ve hoş bir şiirdi, birkaç kere okudum. Sadece "Semavat Hanım" tekrarları bana biraz fazla geldi ama sizin takdiriniz tabiki. Kaleminize sağlık.