Birkaç bin parça hayal kırıklığı,

Karanlık dehlizlerime saçılmış.

Tuzla buz...

Zihnime batıyor acısı,

Ara ara beliren hafif bir sızı...


Soluk gri çiçekler toplamalı,

Yüreğimdeki koca mezarlıktan.

Dillerinde bir kaybın çığlığı,

Kızgınlar, hoyratça çırpınıyorlar.

Bense, son derece sakinim.

Bir katil,

Ancak bu kadar soğukkanlı olabilir.

Cezamı bekliyorum,

Yüzümde uğursuz bir gülümseme,

Kanlı ellerim...

Düşlerimi öldürdüm ben.


Bir tutam pişmanlık,

Ekşimiş, küf kokulu baharat.

Bundan da eklemek gerek.

Geçmiş acıların tortusu,

Karşı köşede kıvrılan.

Olamadıklarım,

Olduramadıklarım,

Keşkeler...

Hep bir ağızdan

Beni lanetleyen.

Neticede kendimden kaçamıyorum ben.


Görünmez kavanozlara doldurduğum,

Donmuş gözyaşları.

Yeryüzünün,

En keskin inci taneleri,

Buzdan yüreğimde biriken.

Asla akamayacak olan,

Zavallı biçareler.


Peşimi bırakmayan hayalet,

Bayat ve buruk bir aşk şarkısı...

Yazılamayan,

Yarım kalan...

Bitmeyen tüm öyküler,

Hep acı vermez mi zaten?


Ondan, bundan ve şundan

Bir parça katalım hepsinden.

Tüm bunlar...

Yarım yamalak bir ruh eder.

Senden de yaşamanı beklerler,

Sen çoktan ölmüşken...


S.