Neye, kime bu kadar kırgınsın ruhum? Neden hiç geçmeyecekmiş gibi hissediyorsun? İyileşmek isterken ve bunun için az da olsa çaban varken niye kalbinin derinliklerinde geçmeyeceğini fısıldıyorlar? Niye durduramıyorsun o sesleri?
Çok özlüyorum o günleri. Bazen diyorum ki, her şey o zamanlardaki gibi devam etseydi nasıl olurdu? Yine bir şeyleri özlerdim ama özlemim hiç bu kadar can yakmazdı. Tek derdim onun beni umursamayışı olsaydı keşke, o günler buna üzülüyordum ama başa çıkabiliyordum, o zamanlar mutlu olabiliyordum. Şimdi ise bir şeyler yoluna girse bile en kötüsü buymuş gibi hissediyorum. Anlık ruh değişimlerim ve buna alışmalarım daha da yoruyor beni. Baş edemiyorum kendimle. Niye böyleyim diye sorguluyorum sürekli ve asla bir çözüm de bulamıyorum. Hatta bulduklarımı da uygulayamıyorum ve bu böyle bir döngü alıyor. Tek yaptığım kendimi boşluğa sürüklemek oluyor.
Birileri olsun istiyorum yanımda. Sonra kimseye güvenmediğimi, istesem de güvenemeyeceğimi hatırlıyorum. Bundan sonra da gerçekten birini istiyor muyum diye düşünüyorum. Ha bir de kendimi kandırmalarım var. Bunu yeni fark ettim. Başkasından ziyade kendi duygularımla oynayan benmişim ve inanın bununla başa çıkması daha zor. Yıllardır kendimi sevildiğimi inandırarak büyümüşüm. Şu günlerde bunu anlıyor olmak çocukluğumun koca bir saçmalıktan ibaret olduğunu gösteriyor ruhuma. Ruhum özür dilerim, yıllardır seni kandırmışım. Buna inanmak istemişim sanırım ondan bu kandırmalarım... Merak etme seninle beraber benim de canım çok yanıyor.