21. yüzyıl ile birlikte yaşanılan teknolojik gelişmeler ışığında bireylerin, toplumların ve ülkelerin farkındalık seviyesinin artması sonucu konvansiyonel savaşların son bulduğu, bir ülkenin diğer ülke topraklarına doğrudan müdahale etme ihtimalinin kalmadığı düşüncesi dünya üzerinde hakim olmaya başlamışken Rusya’nın Ukrayna topraklarına askerî harekât başlatması neredeyse tüm dünyanın tepkisini çekmiştir. 

 

Bu askerî harekâtı birkaç perspektiften ele almadığımız takdirde süreci doğru yorumlamak mümkün değildir. Harekâtın askerî bilimler kapsamında değerlendirmesi aşikardır; Ukrayna her ne kadar son yıllarda Rus yanlısı ayrılıkçılarla mücadele ediyor olsa da Rusya’nın neredeyse 5'te biri oranında asker sayısına sahiptir ve konvansiyonel silah ekipmanları olarak Rusya ile baş edebilecek seviyede değildir. Tüm dünyanın beklemediği şekilde Rusya saldırısına boyun eğmeyen liderleri ve halkının büyük çoğunluğu ile savunma ediyor olmasına rağmen tarihsel birikim açısından da zayıf kalmaktadır. Bulunduğu coğrafi konum itibarıyla Osmanlı İmparatorluğu ve Rus Çarlığı gibi aktörler arasında yaşanılan mücadelelere maruz kalmış, zaman zaman yönetim birliği dağılmış ve yöneticileri değiştirilmiştir. 

 

İkinci Dünya Savaşıʼndan sonra Sovyetler Birliğiʼnin parçası olan Ukrayna, bu birliğin dağılmasından sonra 1991 yılında bağımsızlığını kazanmıştır. 1994-2013 yılları arasında Nato ile yakın ilişkiler içerisinde bulunan Ukrayna, akabinde Başkan Viktor Yanukovic Rusya ile daha yakın ekonomik ilişkilerde bulunmaya başladı. Bu değişim sadece ekonomik boyutta olmamakla birlikte ideolojik ve toplumsal alanda da Rusya yörüngesine girme hareketiydi, Ukrayna halkı Rusyaʼdan uzaklaşma olarak gördüğü bu değişim karşısında yapmış olduğu protestolar neticesinde hükûmeti devirmeyi başardı hatta Başkan Viktor Rusyaʼya kaçmıştır. 

 

Yakın tarihte yaşanmış bu olay, Ukrayna halkının Avrupa yörüngesini tercih ettiğinin bir kanıtıdır. 

 

Ukraynaʼnın kısa tarihine baktığımızda Batıʼnın yardımı olmadan Rusya karşısında konvansiyonel savaş unsurları ile direnmesi uzun sürmeyecektir. Taraflar diplomasi seçeneğinde de mutabık kalamazlar ise Ukraynaʼnın başvuracağı gerilla mücadelesinin de tarihsel birikimleri göz önünde tutulduğunda uzun soluklu olmayacağı öngörülmektedir. 

 

Bu harekâtın felsefi değerlendirmesinde insan doğuştan iyidir veya insan doğuştan kötüdür şeklinde yapılmış olan değerlendirmeler kapsamında toplumların veya devletlerin de bu felsefi yaklaşımlar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. 

 

Uluslararası ilişkiler kuramlarından realizm ve liberalizm gibi temel kavramlar göz ardı edilerek yapılacak bir değerlendirme eksik kalacaktır. Uluslararası ilişkilerde tek bir gerçek yoktur, kuramlar tarihsel gelişmelerin bir sonucu olarak literatüre kazandırılmıştır. Temel yaklaşımlardan birisi olan realizmde uluslararası sistem anarşiktir, devletler üzerinde devletlerin davranışlarını düzenleyecek herhangi bir aktör yoktur, devletler ilişkilerini kendi belirler; liberalizmde ise bireylerin eşit yaratıldığı, dokunulmaz haklar olduğu düşüncesi hakimdir, bu düşünce kapsamında insan doğasında düzenli ve barış içerisinde yaşama isteği vardır. 

 

Soğuk Savaş ile 1960'lı yıllarda realizm gölgesi altında kalan liberalizm, 2. Dünya Savaşı sonrasında tekrar ivme kazanmıştır. 

 

Rusyaʼnın bu harekâtı tüm disiplinlerin tarihsel birikimlerini tekrar inceleme gerekliliğini göstermiştir, belki de iki kutuplu dünyanın tekrar gün yüzüne çıkmasına vesile olacaktır, belki de yeni bir dünya düzeni. 

 

Felsefi yaklaşımlarda veya uluslararası ilişkiler disiplininde tek bir gerçeğin olmadığı göz önünde bulundurulduğunda "insan doğası gereği bencildir, kötüdür yaklaşımı ile uluslararası ilişkiler anarşiktir, devletlerin davranışlarını kontrol edecek üst yapılanma yoktur, devlet kendi çıkarlarını takip ederek en çok kaynağa ulaşmak için çalışır" görüşünü savunan realizm bir tarafa, "insan doğası gereği iyidir, barışçı ve huzurlu bir yaşam eğilimindedir yaklaşımı ve uluslararası aktörlerin (devletlerin) bulunma amacı eşitlik ve özgürlük sağlamaktır, barışı isterler" görüşü bir yana. Bu iki farklı yaklaşım değerlendirmenize sunulmuştur.