Ölçüsüz kesilmiş bir tırnak gibi

Etime batıyor tüm gözler

Sanki çıplaksın karşımda

Karşımdasın ama

muhafazakâr açılar var masalarda

Çatılar dar olursa kimden gelecek ilk müdahale,

Nereye koysam elimi mesela

orada başlıyor,

Dizlerinin kara suları hep omuzlarda

Aranıyoruz burada,

Tam olarak burası neresi diye sorma...

Yataklar hep duvarlara sıfırdır

Kağıtlar ve rutubetler

hepsini tanık yazıyorlar tutanaklarda

Ciğerlerini doldur, tablalar ve küller

Olay yerinden çok şey anlatır

Şeritler çekilir,

Yönetmen kararlı koltuğunda

Bir ses, tanıdık bir ses arar durursun

Duvarlar çarpar

hele ilk defa soyunduysan o kör odalarda.

Hatırlarsan

Bir dilek gibi tutunmuştun

turuncu bir ışıktı, takılıp düştüğün

bu yankılar, ayak sesleri koridorlarda

iç isyanlarımızın karışmasıdır birbirine

nasıl olsa aldırma.

Ayaz gezinir teninde, yastıklar terlidir

Sırtlarda atlet yok yer çekimi ve bir sürü şey

topuklar zaten kırılmış

Sular seller iskan miskan dinlemiyor

Masada kaybediyoruz ve paraşütler açılmıyor

Nereden baksan bir rezaletten söz ediyor

Alt yazılar manşetler atılıyor.

Sol ayakla başlıyorum merdivenleri çıkmaya

Ve

Zaten,

Bu farkındalık bir zehirdir tüm sevişmelerde.