Hani böyle bazen bir rüya görürsünüz, aşırı iyidir, yıllarca hayalini kurduğunuz bir şeydir. Belki kaybettiğiniz bir yakınınız, en yakınınız, belki ilk aşkınız her şey çok güzeldir. Kendinizi hayatınızı bırakıp o rüyada yaşayabilirsiniz işte.
Ama...
Uyanırsınız, gözleriniz açılır, yanıyordur öyle, kuru da değildir hani. Ne oldu bile anlamadan ya ağlarsınız, ya da aşırı mutlusunuzdur hâlâ rüyadaki hislerin tükenmemişliği, anı idrak edememekle.
Ve gerçeklerin farkına varış anı... Bi hüzünle mi karşı karşıyasınız, bir öfke krizi mi, bilinmez. Bu büyük bilmece hala hayatta oluşun yıkıcılığı.
Ben böyle bir rüyadan uyandım, ama hala çok mutluyum, iyi ki gördüm diye. Olmamışlar bitmiş hayaller, hepsi hepsi o bilinçaltımın kıvrak oyunlarıyla benimle dalga geçti. Yine de mutluydum ve hala mutluyum. İşte çözemediğim bilmece bu, beni nasıl mutlu edebildin ki yanımdayken, yaşattığın hisler, yokluğunun acısını silebildi.
Bana o geceyi yaşatan müzikleri de buraya bırakıyorum.