Dağınık yağmurlarda kısmetsiz ıslanışlar
Suretleriyle tarlalarında işsiz hayvanlar
Yarım kalmış romanların kıvrılmış kenarları
Hepsi, bu anlatının sizsiz kahramanları
Uzanmıştır yalnızlıkları boylu boyunca
Arkası dönük onca kelimeye küskün, içli ve öfkeliler.
Sen yine geçmiş gecelerin en aydınlığısın.
İndiğimiz duraklar sayısınca haykırışlar,
Dinlediğimiz şarkıların susuşları gibi bitmeyeyazar
Rüyalardaki düşüşlerinde kanatsızlar
Sızan bir esinti ile uçuşur saçları
Ateşle yanan yüzler gibi sahici kırmızı hevesleri
Mermer ustalarının elleri gibi soğuk beyaz sönüşleri
Boşlukta ve uyumsuzlar.
Sen yine var olan gecelerin en aydınlığısın.
Yerin altı eşitleniyor yerin dibine
Eşitlendikçe dertler eşeleniyor
Bu hüzünler benzemiyor adı konmuş hiçbir şiire
Bir çigan orkestrası kurtarmaya çalışıyor batan gemileri
Nefes geçmiyor içerlediklerine
Boğuluyorlar.
Sen yine gelecek gecelerin en aydınlığısın.
Tırtılın uğramadığı yapraklar
Gölgesi geçmeyen balkonlar
Tüm hırıltılı çatal bıçak sesleri
Konuşulmayan tüm sırları anlatıyorlar usulca
Sözler galibi oluyor yeni sözlerin
Öpülüyor belki nefessiz bir dudak
Bilakis kimse nefessiz kalmıyor
Hasret mutasyona uğruyor
Her şey yaşamak denen illet yüzünden.
Sen yine var olmayacak gecelerin en aydınlığısın.