Merhaba, bu yazıda benim için önemli olan bir konudan bahsedeceğim. Çok değer verdiğim ama asla sürdürmeyi başaramadığım bir ilişki şekli, hayır, aile veya sevgili değil, arkadaşlık.


Tam da bugün sevdiğim bir arkadaşımla tüm iletişimimizin bitmesi üzerine yazıyorum bu yazıyı. Kime anlatsam bilemedim, onu tanıyan insanlara anlatmak istemiyorum çünkü diğer insanların aklında onun hakkında istemeden, bilmeden kötü bir fikir, izlenim bırakmak, ön yargı oluşturacak bir ithamda bulunmak istemiyorum. Onu tanımayan insanlara anlatmak da ne kadar objektif olur? Kendi arkadaşlarım mutlaka tanıdığı kişiyi, yani beni savunacak ve bu adil değil. Fakat bir şekilde de anlatmam lazım, diğer insanlar nasıldır bilmem ama ben duygularımı uzun uzun açıklamadan rahatlayabilen biri değilim. En sonunda saçmalama serisi geldi aklıma ve bu denemeyi yazmaya karar verdim. Herkesin iki taraf hakkında da objektif olacağını düşündüğüm, anlattığım için biri rahatsız olur mu acaba, birini daraltır, bunaltır mıyım diye düşünmediğim tek yer burası çünkü.(Gizli mabet gibi düşünün.) Pek neşeli bir yazı olmayacak, hatta deneme özelliğini kaybederse de kusuruma bakmayın, tamamen hissettiklerimi yazacağım.


Son zamanlarda (yaklaşık bir yıldan fazladır) mental olarak çok iyi durumda değilim. Pandemi, ülke gündemi, mezuniyet sonrası işsiz kalmak, aile sorunları, hayat sorumlulukları derken iyi bir durumda olmam pek mümkün olamadı. Maalesef ki bu durumu arkadaş çevreme de istemeden yansıttım. Çok uzaklaşmak istedim fakat yalnız kaldığımda kafayı yiyecek gibi oluyordum, arkadaş çevremde tek amacım kafamı dağıtmak, düşünmemekti. Saçma espriler, şakalar yapmasam ölürüm ben. Farkında olmadığım şekilde arkadaşlarıma toksiklik yapıyormuşum. Bunu dün tartıştığımız, bugün arkadaşlığımız biten canım arkadaşımdan öğrendim. "Dünya üzerinde senden daha toksik bir insan görmedim." dedi. bunu duymak beni üzdü, ne yalan söyleyeyim bir miktar da sinirlendim. Ama haklıydı. (Öz geçmişime yazamayacağım bir mükemmel özelliğim daha.) Esprilerin dozunu çok fazla kaçırmaya başlamıştım, birinin dur demesi gerekiyordu ve bu da yüzüme tokat gibi çarpılmış bir şekilde oldu.


"Beni daraltıyorsun, kaç defa bana takılmaman gerektiğini söyledim." demişti. bir defa, iki defa değil, sürekli yaptığımı ifade etti bunu. Aslında tek amacım ufak bir espri yapmaktı, bu kadar ciddiye almış olmasına şaşırmıştım. Size oluyor mu bilmiyorum fakat bir insanla samimi olduğunuzda o insana istediğiniz gibi yaklaşma imkanını elde ettiğinize inanırsınız, genellikle istemsiz bir şekilde olur. Karşı taraftan "Dur! sınırı aşma." uyarısı alana kadar durumun farkına varmazsınız. İşte ben tam olarak bunu yaşamıştım. Tartıştığımız gece üzüntü ve stresten uyuyamadım, uzun uzun mesajlar yazdım kendimi açıklamak için ve galiba işi daha da batırdım. Belki sadece akışına bıraksaydım aramız düzelebilirdi veya daha zahmetsiz şekilde arkadaşlığımız sonlanabilirdi, ne dersiniz? Uzun uzun mesajlarıma cevabı sadece "Teşekkür ederim, konuşmayı devam ettirmek istemiyorum." oldu. Bir miktar -hatta bir miktar değil, bayağı bayağı- kırılmıştım bu duruma, kaç senelik arkadaşlığımızın hatırına cevap vermesini beklerdim, benden ne kadar bıktığını bu sayede çok daha iyi anladım. Tek kalemde silinecek kadar değersizleştim. Ve bu konuda da haddimi aştım, açıkça konuşmak istemediğini belirtmesine rağmen kendimi açıklamaya çalıştım ve yine daraltıp bunalttım.


Birbirinize espri yaptığınızda bile büyük tartışmalar olan bir arkadaşlığı sürdürmek ne kadar faydalı? Faydasız olduğunu benden daha önce fark etmiş olmalıydı, aramızda son zamanlarda bir soğukluk vardı. İlk fark ettiğimde ben de mesafe koymalıydım belki, böylece arkadaşlığımız daha sessiz bitebilirdi, eskiden yapmışlığım vardı aslında, tecrübesiz değildim. Uzun mesajlarıma gelen tek cümlelik cevap sonrası yine akıllanmayıp son uzun mesajımı attım, burada paylaşmamda bir sakınca yok.


"Bu gerçekten son mesajım, her şey için teşekkür ederim. Seni temiz kalpli, düşünceli, eğlenceli ve saygılı bir arkadaşım olarak hatırlayacağım. (Bu mesajda amacım fikrini değiştirmek değil, sadece teşekkür için yazıyorum, cevap vermene gerek yok.) Senin de beni iyi hatırlamanı dilerdim, pek mümkün görünmüyor olsa da. Gerçekten tekrar tekrar teşekkür ederim her şey için. Çok fazla üzüldüm ve çaba harcamaya çalıştım barışmak için ama pişman değilim, arkadaşlığımız bu çabaya değerdi. Tekrardan çok çok teşekkür ederim. Hep mutlu olmanı ve hep iyi insanlarla karşılaşmanı dilerim, iyi günler :)" Son mesaj ve kapanış. İyi günde, kötü günde birbirine destek olan, birlikte gülen, birlikte ağlayan iki insanın arkadaşlığının bitiş anı. Her şey buraya kadar.


Tartışmadan önce arkadaş grubumuzla birlikte yapabileceğimiz yeni aktiviteler bulmuştum, amacım onları sunmak ve birlikte eğlenceli vakit geçirmekti. Böyle bir şey olabileceğini asla tahmin etmezdim. Hayat çok garip. "Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir." (John Lenon'un sözüymüş, internetin yalancısıyım.) sözü bu duruma gayet uygun...


Arkadaş olduğum için asla pişman değilim, bana çok fazla konuda yardımı oldu. Tek pişman olduğum konu onu bu kadar fazla bunaltmış olmak, bir süredir soğuk davrandığını fark ediyordum, bu sürede ben de arama mesafe koymalıydım. Çok uzun mesajlar yazdım, gece üzüntü ve stresten uyuyamadım, bence bir arkadaşlığın bitmemesi için yapılan her çabaya değerdi, pişman değilim. İyi bir arkadaşımı kaybettiğim için üzgünüm ama mutsuz bir arkadaşlığı bitirebildiği için onun adına mutluyum. Olması gereken buymuş, dünyanın sonu değil. Üzülecek miyim? Evet, tabii ki ama mutlaka geçecek.


Ve geldik sadede. Bir musibet bin nasihatten iyidir diyerek bu durumdan çıkardığım dersleri yazayım. Her ne kadar kötü durumda olursan ol bunu etrafındakilere yansıtmaman gerekir, dertleşmemek lazım demiyorum, dert babası gibi davranmamak, bazı şeyleri içinde yaşamak en iyisi. İnsanlar sizi ne kadar dinlese de bir yerden sonra bu durum onları rahatsız edecek. Bazen uzaklaşmayı bilmek lazım. Karşındaki insanın fikirlerini görmezden gelmemek, bazı sınırları aşmamak lazım. Bazen iyi gitmeyen bir arkadaşlığı bitirmemeye ısrar etmemek lazım. Belki de bitmesi herkes için en iyisidir. Geldik en sonuncu ve en önemlisine, toksik bir insan olmamak lazım. Aldığım en önemli ders buydu. Toksik bir insan olmamak için elimden geleni yapacağım. Bir arkadaşlığın bitişini okudunuz, umarım vaktinizi boşa harcamanıza neden olmamışımdır.