Uzun zamandır tek bir kitabın dahi kapağını açmamış biri olarak salt yalnızlığın yalnız olmaktan haz almayan biri için ne kadar zor olduğunu anlatabilirim herhalde. Bir şekilde, hep de mecburi bir şekilde, irtibattayım onunla, şununla, bununla. Ama işte babamdan beni köprü üstünden almasını istiyorum, anneme ‘suyu uzatır mısın’ diyorum, en yakın arkadaşıma eski bir fotoğrafımızı gördüğümüz zaman atıyorum, o bana bir ifade bırakıyor, ben onu beğeniyorum. Günlerce kesintisiz konuştuğum, tartıştığım insanlarla haftalardır tek bir kelime etmediğimi biliyorum. Okulda ise, öyle bir çekildim ki bu sektörden, öğretmene anlamadığım yeri soracak halde baş sallıyorum. Başta ben susmadım, başta ben yalpalamadım, şimdiye dek - okul haricinde - hiç ben kaçınmadım. Başta dingin bir dönem derken okudum, izledim, yazdım ve çalıştım. Ne zaman ki bu dinginlik ‘kuzum sen de kendi kabuğuna çekildin iyice’ gibi iğreti bir cümleye dönüştü elimden düştü tüm uğraşlarım. 

Evet, geçen gün kimseye haber vermeden dersten çıkıp kitapçıya gittim. Biraz hollerinde dolaştım. Birkaç kitap seçtim. Pahalılardı, daha ucuzunu bulurum diye bir tarafa not ettim isimlerini. Şimdi o kağıdın yerini adım gibi bilsem de unuttum diyerek aramaya kalkmıyorum. 

Hadi kitapları bir yana koyalım, hayatımı kazanmak için çalışmıyorum. Bir kadın, önce bir kendini kanıtla da, dedi. Onu yapabileceğimden, işte, o kadar emin değilim. Kim olmam gerektiğine kafayı takmış, olmanın yollarını ziyan zibil eden bir gümansızım.

Düşünmekteyim. Geçmişi veya geleceği değil. Kaygı? Korku? Hayır, yok hiç biri. Hayaller... o da değil. Bir film düşünüyorum. Ben bir film çeksem o gibi mi olurdu bu gibi mi? Kendi filmimde ise oynamayı bıraktım. İlk rüyayı görmeden rüya içinde rüyaya düşemezsin ya ben de daha kendi filmime odaklanmadan bir tanesini çekmeye kalktım.

Karışık oldu biraz yazı. Yalnızlığın yalnız olmaktan hiç haz etmeyen biri için ne kadar zor olduğunu anlatabilirim, diye bir iddia atmıştım ortaya. İki cümle evvel konudan saptım diyordum fakat şimdi de bu iddiamı doğrular yeni bir tane atıyorum: o kadar yalnızım ki bir kere anlatınca halimi nereden nereye atlayacağımı şaşırıyorum.