Karaladım seni sayfalar dolusu,

Aklıma geldikçe

İçimi solduran bir bahar,

Dolu vurmuş meyve bahçeleri

Ekmek telaşındaki mevsimlik işçilerin

Kanayan nasırlı ellerinde gördüm kalbimi


Hâlbuki sen,

Süt beyaz güvercinler kadar dupduruyken

Gözlerin nasıl da kahrımı dizerdi üst üste


Hiç katil olmamış gibiydin

Ama gözlerinde

Bir cinayetin ihbarı yankılanıyordu


Yazdım durdum,

Bir beyazlık bırakmadım senden kâğıtlara

Her zerresini kara sevdamdan boyadım.


Ne zaman ki göğsümde

Bir hayal mevta olsa,

Senin kadar beyaz kefenlere sardım,

Pür-û pak ettim sana bakarak.

Dişlerime de bakmaya başladım senden sonra.


Nerede bir beyaz görsem,

Nerede safîliğe dair bir şeyler okusam,

Begonyalar kadar nahif

Öteki adın “letâfet”

Büyük ünlü uyumu ve aliterasyonu anlatan

Tüm imlâ kitaplarının

Tenin kadar soluk sayfalarını

Biriktirdim saksılarda.

Bir romandaki adamı bile kıskandıracak

Güller yetiştirdim

Her biri sana ithaf!


Bahçem darmadağın

Mürekkepten ayak izleri,

Tütünler sarmaşıkla maşuk;

Özlemimle mübadele ettim hepsini                      


Kediler gibi simsiyah gecelerde,

Dudağımda acı bir tat,

Hayalin öptüğünden beri!

Nikotinden sanma gafletindeydim,

Kendimi yalanlarla uyuttuğum saatlerde daha çok.

           

Hiç maktul olmamış gibiydim

Ama düşlerimde

Bir cinayetin ihbarı yankılanıyordu