Martta herkes karantina videoları çekti, evde kal aktiviteleri yaptı. Sağlıkçılar alkışlandı.

Sonra sıcaklar geldi ve güya çok bilinçli toplum kendine "güvenli tatil" aramaya başladı.

"Çok dikkat ettim, ona rağmen covid oldum"cular çıkmaya başladı.

"Evde bunalıyordum tatile ihtiyacım var"cılar çıkmaya başladı.

Ben marttan beri karantinadayım. Ne bir güvenli tatil aradım ne bir cafeye oturdum ne bir parka.

Ben de karantinada bunaldım, ben de sosyalleşmeyi en az herkes kadar özledim. Gittim görüntülü konuştum, gittim dizi izledim, gittim kitap okudum, gittim kendi içimi keşfettim. Dışarıya da en fazla yürüyüş yapmak veya bisiklet sürmek için çıktım, kimseyle buluşmadım, kimseyle temas etmedim. Temas edeceğim insanlarla 14 gün saydım, bunu da aylardır nereden baksanız bir iki kere yaptım.

Covid-19'la yaşamayı öğrenmek böyle bir şey. Herkesle görüşüp, önlemleri boş verip Covid-19'la yaşamaya alışmak diye bir şey yok. Bu kendini riske atmak. Bu aymazlık.

Sağlık çalışanları aylardır nefes alamıyor, sağlık çalışanları yoğunluktan yemek yiyemiyor, sağlık çalışanları yoğunluktan tuvalete gidemiyor. Sağlık çalışanları izne çıkamıyor. Sağlık çalışanları istifa bile edemiyor.

Evde oturup sıkılmamaya çalışmak bu kadar zor mu?

Maskeyi burunda tutmak bu kadar zor mu?

Bu bencillik nereden geliyor? Bu acımasızlık nereden geliyor?

Siz sağlık çalışanlarını hiç düşünmezseniz, onun da işi bu derseniz, başka bir bölüm okusaydı derseniz yoğun bakıma kaldırıldığınızda size bakacak sağlık çalışanı bulabilecek misiniz?

Kaldırılabileceğiniz bir yoğun bakım bulabilecek misiniz?

Sağlık çalışanları robot değil, bunu anlayın.

Sağlık çalışanları, insanları tedavi etmekle salgını durduramaz. Bu salgın, bulaş hızını azaltmakla önlenir. Bulaş hızını azaltmak sağlık çalışanlarının değil, bizim elimizde.

Sağlık çalışanlarının bizim özverimize, bizim kişisel önlemlerimize, bizim covid olmamamıza çok ihtiyaçları var.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Sait Gönen'in bir sözü ile yazıma son vermek istiyorum:

"Sağlık çalışanları en ön safta diyemeyeceğim çünkü arkalarında kimse yok."


Arkalarında biz olalım, bizim önlemlerimiz olsun. Onlar yeterince fedakarlık yapıyorlar, onların yaptığı fedakarlığın onda birini yapsak bile eminim çok yardımcı oluruz. Eminim biraz nefes alabilirler. Bunu onlara borçluyuz.


Not: İşe gitmek zorunda olan, toplu taşıma kullanmak zorunda olan, işvereninin doğru önlemler almadığı ortamlarda çalışan veya kendi elinde olmayan başka durumlar sonucu covid olan insanlara değil bu laflarım. Üzerlerine alınacaklarını düşünmüyorum, ama yine de belirtmek istedim.