Kaç hikaye yazıldı, kaç oyun oynandı?
Kaçında başrol oldun, kaçında figüran?
Bitti sandığın kaç hikaye yazılmaya devam etmekte?
Yazılmaya devam etmesini umduğun kaç oyun, çoktan kapadı perdelerini?
Bildiğim önemli olan,
bir filmin bitmesinden çok nasıl bittiğiydi.
Belki de o yüzden gelecek olumlu günlerin hayalini kurmaktayız.
Kendimize iyi bir son hazırlamak için.
Peki neydi iyi olan?
Herkes için her yerde geçerli miydi?
Bir fare ile bir kedi aynı iyiliği paylaşabilir miydi?
Ya da bir aşkı, iki kişi aynı anda paylaşabilir miydi?
Bildiğim diğer bir şey ise yarım kalan hikayelere hayranlığımızdır.
Bir ölüm haberinde yahut bir akraba taziyesinde "daha şunları yapacaktı, hayatı şimdi yaşayacaktı, yıllardır çalıştı-didindi" gibi söylemleri duymak mümkündür.
Yarım kalan bir son, iyi bir son mudur?
Sanırım, evet.
İhtimale açık bir hikaye bırakmak, giden için bir sonsuz ihtimaller zinciri bırakmaz mı geride kalanlar için?
Sanat filmleri de o yüzden belirsiz sonlar yazmaz mı?
Belirsiz ve ucu açık ihtimaller torbası, o torbayı hep gizemli tutar.
Sahi, Schrödinger'in kedisine ne olmuştu?
İhtimallerde yaşamaya devam ettiği kesin...