Gözlerine bakınca iyi bir günüm başlıyor.
Bakışlarının menzilinden öteye çıkamıyorum.
Elimden gelse koynundan öteye çıkamam,
Üzerine basılan bir mayın gibiyim;
Ayağını bıraksam yanan biz olacağız.
Ey şehri insanlık, medeniyetim o olsun.
Bırakın da onla insan olayım.
Fakirim, elimde avucumda o.
Cebimden ömrümü yesin istiyorum.
Çalışırken
Çatlamış parmaklarıma sığınsın...
Helal lokmam olsun bakışları.
Alnımın teri o olsun,
Düşsün dudaklarıma.
Kaldırım taşlarına gece olup düşüyorum...
Paltoma sarıyor rüzgar beni.
Rüzgar seni şehre sarıyor,
Betonarme binalardan sen yankılanıyorsun.
Kulaklarım ibadete kalkmış gibi.
Şehrin saati sen olmadan boş geçiyor.
Aklım sana muhtaç...
Yuvam olsan
En yaşlı duvarına sığınırım.
Altmışıma basarım, sana yaşlanırım
Sakallarımda senin beyazlığın...
Titreyen dudaklarımda düşlerin,
Bastonum diye kalbinden tutarım.
Benim ahım da sen olursun,
Vahım da...
Dünyadan göçerim, lakin kalbinden göçmem
İnsan hiç mabedinden umut keser mi?
Yeter ki göğsünde bir ben kalayım...
Kaşlarının üstüne yemin ettiğim.
Ferhat değilim.
Lakin göğsümü delerim.
Yüreğime, sana varan her damarımdan;
Ben çıkarım.
Sahipsiz bir ben...
Senden sahiplenmeyi bekleyen ben.