Hiçbir zaman yaşında olmayan çocuk

O hep sekiz yaşımda

Konuşmuş kokuşmuş ertelenmiş

Hep sızlayan yarası olan çocuk

Sığmaz, yutkunulmaz, ötelenmiş

İtilenmiş ve asla duyulan saygıyı kabul etmeyen çocuk

O hiç büyümemiş

Hiç sevilmemiş

İlk fırsatta yüzüne vurulmuş ona yapılan 

Yokmuş aslında varmış ama yokmuş en çok istediği buymuş belki; o yüzden onların varolduğunu sandığında o hiç yokmuş aslında

Çocuğun ömrünün salıncağı sevdiği bir çift göz olmuş, daha az esmermiş, daha sıcakmış 

Aradığı, unuttuğu, küstüğü ya da eksik bırakıldığı ne varsa bir çift gözde bulmuş.

Ona bakan kokusunun adı ancak merhamet olabilecek bir çift el olmuş sığınağı

Ellerin ve gözlerin sahibi tamamen bundan habersizmiş.

Çocuk ona ülkem demiş ve bir daha bu kadar gerçek olacak bir cümle kuramamış.

Çocuk yalnızmış aslında en çok, en fazla yalnız

şahsım