Denizleri ayıramam ben

ya da kurtarıp batmakta olan gemileri

yanaştıramam sakin limanlara

hiç gütmedim sürüleri

ve uçmadım hiç

binip doru atlara

bir mucizem yok

donup kalırım ancak güneşin aşabildiği surların

karşısında

ne de olsa büyüydü elimdeki

devlerin dövdüğü gümüş işlemeli kılıç değil

imparator değilim

kutsal fetihleri başarıp

kaynaştıramam halkları

kesin düşürürdüm bir kuyuya

başımdaki altın tacı

bir şey vadetmem mümkün değil

anlamdı yalnız, yalnız giz

solgun bir yıldız gibi

taşırım göğsümde

kuyulara atılacak kadar güzel olmadım

yoktu kıskanç düşmanlarım

ve inceydi bileklerim, omzum zayıf

giremezdim tanrıların sofrasına

bir mucizem yok

bir yalan yalnızca yalan olduğunu bildiğim bir yalan

büyüydü elimdeki

kentleri yıkamam

sürükleyemem felaketleri peşimden

yalnız vurdum asamı yere iki kez

kendine gelsin diye her şey

inandım inandım inandım

sonsuz bir güçtü kalbimdeki