Bugün 17.12.2018
Erken kalktım. Zaten hep böyle yaparım. Selma memleketine gitti. Yeğeni oldu, onu görmeye. O olmadığında şehrin havalandırmasını kapatıyor olabilirler ya da o, ciğerimden bi' parçayı da beraberinde götürüyor. Elbette bu olanaksız; ama zaten bilimsel olarak mümkün olmayanı mümkün kılmayacaksa kendini anlatmak ne işe yarar? Gidip sabun yapmaya devam ederdim eğer bu yetseydi yaşamaya ve kendini anlatmaya.
Hafta sonu yapacak tüm işlerimi bitirdiğimden pazartesilere yapacak pek işim kalmaz. Pazar akşamdan paketlerim sabunları. Hüsnü'nün dağıtması için hazır hale getiririm. Hüsnü her pazartesi erkenden uğrayıp paketleri alır, satıldıkları dükkanlara bir bir dağıtır emektar bisikletiyle. Bu sabah da öyle yaptı. Kapıya geldiğinde "Yenge yok galiba" dedi. Nerden anladı bilmiyorum. "Bunlar Selçuk Market'e" dedim cevaben. Bunu yaparak esasen "evet yok, ama bu yokluğu reddediyorum" demek istemiştim.