İçim bomboş gibi hissediyorum, sadece özlüyorum, özlüyorum, özlüyorum… Öyle çok özlüyorum ki, sanki bütün kanım çekiliyor içimden, nefesim kesiliyor, karnıma yumruklar yiyor gibiyim. Üst üste içtiğim biralar, içimdeki acıyı dindirmiyor, özlemimi kat kat arttırıyor hatta. Kanıma alkol karıştıkça, gözlerin geliyor gözümün önüne, kalbimin ışıklarını yakıyor. Gözlerimi kapattıkça seni görüyorum. Gözlerimi kapattıkça gülüşünü görüyorum, gözlerimi kapattıkça tenini hissediyorum, gözlerimi kapattıkça ellerimi tutuyor ellerin. Seni düşünmeden hareket etmek istiyorum, sen aklımdan bir saniyeliğine çık istiyorum, hayatımı yaşamak istiyorum keyfime bakmak istiyorum, neşelenmek istiyorum ama olmuyor. Nereye baksam seni görüyorum, sokakta yürüyen sıradan bir insanda, bomboş duvara baktığımda, sarılan bir çift gördüğümde, oturduğum bir kafede, gürültülü bir barda, evimin mutfağında… Her yerde sen varsın. Ellerim üşüdüğünde ellerini arıyorum, sıkıldığımda bana hikayeler anlatan sesini, yürürken yanımda yürüyen adımlarını, yatarken bana sarılmanı, gülerken benimle gülüşünü arıyorum. Özlüyorum, özlemekten içim çürüyor. Diğer duygularımı unuttum, mutluluğu, üzüntüyü, kızgınlığı unuttum sadece özlemek kaldı içimde. Ben bilmezdim bu denli özlemeyi, birinin kokusunu, sesini özlemeyi bilmezdim. Kimseyi bu kadar özlemeyi bilmezdim, kimseyi bu kadar özlemezdim. Ama şimdi, sabah kalkmak gibi, su içmek gibi, nefes almak gibi sadece seni özlüyorum. Seni özlemeyi iliklerime kadar yaşayıp,iliklerime kadar hissediyorum. Artık içim bomboş hissediyorum, hiç bir duygum kalmadı, hiç bir şey hissetmiyorum. Sadece özlüyorum, özlüyorum, özlüyorum…