Çok yorulmuştum, arkadaşlarımla birlikte top oynamıştık halı sahada. Günlük güneşlik hava vardı. Eve hiç giresim yoktu. Annemin, eve geç kalma uyarısını unutmuştum. Havanın kararmasıyla koşa koşa eve gittim. Nasıl yorulduysam uyuyakalmışım. Düşle gerçek arası bir dünyaya ışınlandım o an. İçten içe bir rüyada olduğumun farkındaydım. Ama her şey o kadar gerçekçiydi ki. İnsanlar görüyordum, içlerinde büyütemedikleri sevgileriyle eve hapsolmuşlardı; tıpkı hayvanat bahçesindeki hayvanlar gibi. Geçen sene gittiğimiz okul gezisini hatırladım. Çok heyecanlanmıştım görmediğim hayvanlarla karşılaşacağım için ama onları görünce fikrim değişmişti. Sanki acı içinde bakan gözlerle bana bir şey söylüyorlardı. Bu anıyı yaşarken bir ses duydum. "Dikkat dikkat, dışarıda sanal hayaletler var. Güvenliğiniz için sakın dışarı çıkmayın. Evde sürekli birbirinizle ilgilenin, kitap okuyun, oyun oynayın yoksa bu sanal hayaletler size de bulaşır." anonsu yapılıyordu. Her saat başı bu anons sesi devam etti. İçimi bir korku sarmaya başladı. Televizyonu açtım hemen. Açtığım ilk kanalda sanal salgın haberi çıktı. En çok da yabancı ülkelerde vardı. Ve buraya da gelmeye başlamıştı. Neydi bu, kim çıkarmıştı? Yoksa ben mi çıkarmıştım? Mahalledeki portakal ağacından portakal çalmıştım. Ondan mı olmuştu; yoksa arkadaşımın gofretini izinsiz yemiştim geçen gün, ondan mı? Kendimi çok yalnız hissettim. Ne olduğunu anlamadım.


Annemi, babamı, kardeşlerimi ve beni yiyecek bir canavardı sanki bu. En iyisi hiç dışarı çıkmamaktı. Evin kapısının arkasına dolabı çekmeye başladım tüm gücümle ama başarılı olamadım. Çöktüm oturduğum yerde ağlamaya başladım. Kaç saat ağladım hatırlamıyorum. Aradan birkaç gün geçti. Dışarıda maskeli, eldivenli insanlar dolaşmaya başladı. Sanki bir macera romanı gibi her gün başka şeyler oluyordu. Başta çok korkmuştum hayaletler beni yiyecek diye. Sonra bir öğrendim ki hayaletler bizi seviyorlarmış, o yüzden uzak duruyorlarmış. Ama ya ailem! Onlara bir şey olursa... Bir gün denk gelirsem hayalete, onunla çok pis kavga edeceğim. Ne istiyorsun ailemden, niye dolaşıyorsun peşimizde? Ne cevap verecek bilmiyorum. Şansımı denemiş olurum en azından. Belki arkadaş olurum onunla, ikna ederim gitmesi için. Hem onların da ailesi vardır. Özlemişlerdir birbirlerini. Bunları düşünürken içeriden haber sesleri geliyordu yine aynı saatte, şu kadar insan ele geçirildi. Her kanalda aynı haber... Çığlık çığlığa bağırmaya başladım. Sesimi duydum ve ağlayarak uyandım. Gördüğüm rüyanın etkisi hâlâ devam ediyordu. Korkuyla annemin yanına gittim, ona sarıldım. "Anne bugün çok top oynadığım için eve geç geldim, özür dilerim, beni affet olur mu?" diye ağlamaya başladım. Annem olana anlam veremeden kocaman sarıldı bana ve bütün hayaletler uzak oldu o an.