"Yorulmuşsun." dedi adama. Ona uzun zamandan sonra söylediği ilk söz buydu. Bir fısıltı. Yorulmuşsun. Ardından sözcükler döküldü birer birer aklına. Hiçbiri dilinin ucuna kadar gelemedi. Bir zamanlar ömrünü adadığı insanın kalbini nasıl kırardı ki? Yapabilir miydi insan bunu bir zamanlar sevdiği birine? Yine kendi kalbimi kırarım onu incitmektense, diye düşündü. Sonra kaşları çatıldı ve içini derin bir öfke kapladı hayata karşı. Adamın yanındaki tekli koltuğa oturdu.Yaşadıkları onca güzel anıyı düşündü. Birbirlerini ne çok sevdiklerini düşündü. Bütün bu olanların içinde onun da hataları vardı elbet. Onlar geldi sırasıyla aklına.Yaptığı aptallıkları hatırladı. Belki ona bir veya iki kez seni seviyorum demişti birlikteyken. Ayrıldıktan sonra bu seni seviyorumlar birer itirafa dönüşmüş, her gün kendi kendine tekrarladığı bir dua olmuştu adeta. Yine o duayı tekrarladı. Dolgun, pembe dudakları hafifçe kıpırdandı kadının. O sırada kafasını çevirdi yavaşça yan koltuğa. Onu izleyen bir çift göz olduğunu hatırlamıştı. Adama aşkla baktı. Koltuktan kalktı. Menekşelere, papatyalara su verdi ve gramafona en sevdikleri şarkıyı koyup mutfağa geçti. İki kadeh aldı, kırmızı şarap geceden masadaydı. Onu da aldı. İçeri geçti. Adam ayağa kalmıştı. Elinde bir fotoğrafla gramafonun karşısında dikiliyordu. Kadın, şarabı kadehe koydu ve adama alması için uzattı. O ise yavaşça bir öpücük bıraktı dudaklarına. Kadehi elinden aldı sehpaya koydu. Yavaşça, ritme uyarak dans etmeye başladılar. Dansları bittiğinde içmek için şarabı, oturdular tekrar. Adamın bir elinde hala fotoğraf vardı. Fotoğrafı elinden aldı kadın, uzun uzun baktı. O zamana gitmiş gibiydi. Gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı. Dudaklarında onun nefesini hissetti. Tekrar o duayı etti ve gözlerini açtı. Gitmişti. Şarap hiç doldurulmamıştı veya o gramafonda hiç plak çalmamıştı. Çiçekler kuruyup ölmüşlerdi zaten. Son kez elindeki fotoğrafa baktı kadın ve yırtıp saçtı etrafa her bir parçasını. Yeni kararlar verdi, mutfaktan şişeyi aldı ve uzun bir müddet tek olacak kadehine doldurdu. Şöyle dedi: "Yeni başlangıçlara ve yalnızlığa kalkan ilk ve son kadeh."