Bu mektubu yazmadan önce kanıma işedim

Büyük harflerle insanın içinde gölge uyandıran

Bir duvarmış kanım

Dokunduğun hayvanlar geçti önümden

Tanıdım


Denizin betonu kestiği yere tükürdüm

Karşı kıyıda birine çarpar mı?

Parmaklarımı karıştırdım bir dalga 

kıran bulmak için

Giderken büyünü bıraktığın bardak dolu tarafıyla tersledi bu sefer

Bu bir tsunami tohumudur yani

Gemiden kovduğun adamlara tutun

Amin

Arkana baktığını onlar söyledi

Ben olsam geceyi çekiştirirdim


Bir reklam panosu buldum 

Ateşin başıydı daha

Şehrin güzelliklerini keşfedin

Organlarından ayrı gömülen firavunlar gibi

Üşüyünce yorganın altına girişin deldi aklıma 

Sıcak şarabı 

Buz kıracağı parmaklarınla soğutup içişin

Beynime dantelle kar deseni 

Göğsüme kabil’in mührünü işleyişin

Kalın bir tığla


Bu kağıtla kaplayıp

Karalamasaydın beni

Ruhumun tümseklerini tanımasaydın

Sana bir desenden bahsederdim

Korkularımdan

Bir cinayet örüntüsünden 

Kanımdan

Kabanımın yakalarını diktiğimde

Yağlanan saçımdan anlardın

Bugün de öyle

Sana dokunurkenki görüntümden vazgeçtim


Bu mektubu yazmadan önceki adam değilim artık

Civa dolu bir havuz miladım

Mektuba iliştirdiğim kızıl marka

Elime bir Ermeni’den geçti

Soyun 

Çünkü kırılan bıçakları tavlıyorlar karşılığında


Bu mektubu yazmadan önce

Elimi lavla yıkadım