Genellikle, dertlerimi anlatacak gücü kendimde bulamam. İçimde biriktirdikçe de daha büyük bir yük haline gelir. Böyle durumlarda büyülü bir gücü olduğunu düşündüğüm müziklere sığınırım. Şarkı sözlerinde kendimi buldukça kaygım azalır. Dünya daha kolay bir hale gelir.

Bu yüzden kendi derdimi, usta isimlerin sözlerinden yararlanarak paylaşacağım.


Gördüm, gördüm, gördüm. Büyük düşler gördüm. Ona aşık olduğumu bildiğim halde, kendime dürüst olmayıp bu duyguyu görmezden geliyordum. Böyle bir şeyin gerçek olmasını istemeyecek kadar korkaktım belki de. Ama gerçekler beni rüyamda yakaladı. Onu sevdiğimi, rüyamda itiraf ettim kendime. Sabah uyandığımda ise kaçamadım bundan. Hiçbir şeyi bilmiyormuş gibi, her şeyi yeni öğrenmiş gibi davranacaktım ama kaçmaktan yorulmuştum. O yüzden korkumla yüzleşip sorgulamaya başladım. Aşk mıdır, sormaz mıyım? O olmasa, olmaz mıyım? Var mıdır? Yalan mıdır? İnancım hep tam mıdır?


Evet, onu seviyorum. Bundan kaçma sebebim ise, arkadaşlığımızı bozmak istemememdi. Hâl böyleyken ne yapmak lazım? Karşısına geçip ‘’Senin arkadaşın olmak istemiyorum. Sadece senin sevgilin olmak istiyorum. Nasıl bittiğinin, nasıl başladığının önemi yok.’’ demeyi düşündüm. Biraz daha zamana ihtiyacım vardı sadece. Bu süreçte de daha yakınlaşmayı denedim, mamafih bana belli bir mesafede kaldı. Beni sevmediğini düşündüm. Bu sefer, ‘’Peki ama hiç mi yok? İçinde bana dair hiç mi bir şey yok?’’ diye soracaktım. Yine cesaret edemedim. Aylar bu monotonlukta geçti.


Ben harekete geçmeyince o da aynı mesafede durdu. En sonunda korktuğum şey gerçekleşti. Başkaları harekete geçti. Benden umudunu kestiğinden olsa gerek, kabullenmiş başkalarının sevgisini.


Başkaları ötekidir. Başkaları cehennemdir. Ah tatlım, bunu bilmiyor musun!

Hayatımı sensiz yaşayamam artık, sen benim alışkanlığımsın. Tüm ihtiyacım olan sensin. Lütfen kaçma benden. Lütfen benden ayrılma. Ben yaşamıyorum. Sadece zaman öldürüyorum.


Onu terk etmeni bekliyorum. Siz ayrılır ayrılmaz kapına geleceğim ve bağıracağım. Saat gece üç olmuş, kapında ben, ben yokum sanki. Şimdi gerçeği söyle. Beni sevdiğini söyle. Sonra yap istediğini.


Zaman geçmek bilmiyor. Beklerken sana bir sürü mektup yazıyorum, sonra hepsini yakıyorum. Uzun zamandır senin fotoğraflarına bakıyorum. Neredeyse gerçek olduklarına inanacağım. Seninle ilgili düşler kuruyorum. Siyah beyaz düşlerimde seni hatırlıyorum. Bomboş ellerimde seni duyumsuyorum. Sensiz gecelerde sensiz ağlıyorum. Burada olmanı nasıl diliyorum.

Artık beklemesem diyorum. Bir gün kendimi bırakıp sana anlatsam ne olduğunu. Neden sözleri yuttuğumu. Gerisi zaten gözlerinde…


Bir süredir görüşemedik. Aramıza zaman girdi, mekan girdi, başkaları girdi. Yad eller aldı beni senden. Uzaklaştıkça soğudun benden. Neden? 

Seni nasıl sevdim biliyor musun? Kulların Tanrı’yı sevdiği gibi. Sana hasret kaldım.


Eğer bana bir şans daha verirsen, senin erkeğin olmak istiyorum. Seni istiyorum. Seni çok fena istiyorum. Tatlım, seni istiyorum.

Eğer gidersen tatlım, çok yalnız olacağım. Çok üzgün ve mavi olacağım. Senin için ağlayacağım. Sadece kalp atışının benimkine yakın olmasını hissetmek istiyorum. Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar. Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar. Sen de başını alıp gitme ne olur. Ne olur tut ellerimi. Lütfen benim ol. Benim hayatımı paylaş. Benim yanımda kal. Lütfen eşim ol.


Bunların hiçbirini sana söyleyemiyorum. Bu yüzden kendi içimde bir ateş yanıyor, giderek büyüyen. Ve bu ateş tüm organlarıma yayılıyor. Beni içten bitiriyor.

Beni anlamanı bekliyorum ama ya aşkın seni sarhoş yapmış; önünü göremiyorsun, sevgimi göremiyorsun, geleceğini göremiyorsun ya da

sana bakmaktan korkmadığımı biliyorsun. Bana karşı iyisin. Ve aslında görmediğin hiçbir şey yok. Nerede olmak istediğimi biliyorsun. Ama bunların önemi yok.


Bunlar sana son davetlerim. Sen ara. Ben orada olacağım. Dahası ne? Telefondan korkuyorum, lütfen çaldırma. Lütfen bil. Sadece kendimi senin aklında tutmaya çalışıyorum, başaramıyorum. 


Bir derdim var. Hiç anlatamadım. Hiç anlamadılar. Bu dert beni deli ediyor. Aşkın kör ediyor. Çürüyorum ben. 

Benim küçük sevgilim, sen bana neler yaptın? Böldün parça parça. Onlar bilmez, bakarlar yüzüme. Sanki yoksun gibi. Sanki yalanmışız gibi. Sahiden, yalan mıyız biz? Ben buradayım da, sen neredesin bilemiyorum. Kalbimde bu kadar büyük yerin varken başka diyarlarda ne arıyorsun. İkimize de yetmiyor mu kalbim. Oysa senin kalbin, küçücük bir adamın korkunç düşlerinde var olmak için ağlıyor.


Senin aşkın nasıl biliyor musun? Senin aşkın bana cömert borcun, felç edici faizin.

Benim aşkım nasıl biliyor musun? Aslında uzun hikaye, ama sana değmez.


Evet, artık sana değmez. Kısa kesmek gerekli, yalanına değmez. Beni sevmedin çünkü. Sanırım onunla gerçekten mutlusun. Bu yüzden artık seni unutmam lazım. Seni unutmak için irade bulmaya çalışırken sen şu an dışarıda bir yerde, onunla eğleniyorsun. Senin adına mutluyum. Ama eskisi gibi olabileceğimizi düşünmüyorum. Hayatımda, değerli zamanımı neden yaşamamı ya da ölmemi umursamayan insanlara harcayayım?


Biliyorum, her şey bitti. Ve aslında hiç başlamamıştı. Ama kalbimde çok gerçekçiydi. Biliyorum, bir gün gelir herkes kendi yoluna gider. Her şey nasıl başladıysa öyle biter. 

Kendime gelmem uzun sürecek. Ama benim hatam. Cahildim, dünyanın rengine kandım. Hayale aldandım boşuna yandım. Seni ilelebet benimsin sandım…