Sıradan bir günde savaşın şehrini bir enkaz yığınına çevirdiğini hayal et. Tehlikeli bir yolculuk yapmak zorunda olduğunu, gittiğin yerde kimsenin “Hoş geldin” demediğini, her şeyi, herkesi kaybettiğini... Bazen umutlarının tükendiği anda senin gibi küçük bir çocuk gelir ve sana çok ama çok değerli bir şey verir...

Yazar notu: 2016 yılının baharında Birleşik Krallık hükümeti 3000 kimsesiz çocuk mülteciye sığınma hakkını vermeyi reddetti. Aynı dönem bir çocuk mültecinin sınıfta yeterli sandalye olmadığı gerekçesiyle okula kabul edilmediğini duydum. Bu metin bunun üzerine ortaya çıktı ve ilk olarak Guardian gazetesinin web sitesinde sanatçı Jackie Morris ve Petr Horacek'in boş sandalye çizimleriyle yayımlandı. Daha sonra yüzlerce insan her şeyini kaybetmiş, gidecek hiçbir yeri ve eğitim alma şansı olmayan çocuklarla dayanışma sembolü olarak boş sandalye resimleri paylaştılar. Bu hikayenin bizlere nezaketin gücünü hatırlatması ve daha iyi bir geleceğe dair umut olması dileğiyle...

Sokağın başına vardığımda insanlar gülümsemiyor, kapılarını çarpıyordu. Savaş şimdi de kapanan kapıların ardındaydı...

Konusu itibariyle kitap sizi korkutabilir ama korkutmasın mutlaka okutulması gereken bir kitap.
Bir çocuk kitabından çok daha fazlası.
6+ yaş için, ebeveyn okumalı.