Şimdilerde açık kalmış bir pencerenin perdesi gibiyim...

Oradan oraya savruluyorum.

Bilmem bu kaçıncı rüzgarın şiddeti, kaçıncı rüzgarın vuruşu...

Rüzgar arada bir hiddetlenir bırakmazdı gövdemi.

Gerçi ben de kayıtsız kalamaz onun hiddetiyle şiddetlenir, gövdemi yırtacak hale getirirdim.

Sonra yavaş yavaş diner...

Söndü diyerekten sakinleşirdim.

Ya hiç kalabilir miydi öyle?

Birdenbire hiddeti tekrardan gelir, ben de sakinleştiğimle kalırdım...

Bu böyle çok sürer giderdi ama öğrendim sonraları...

Artık ne rüzgarlar, ne fırtınalar, ne kasırgalar görsem de sakinliğimle onlara izin veriyorum.

Biliyorum çünkü onlar hiç dinmeyecekler...