Arkadaşlarımla klasik tartışmalarımızın birinde ortaya çıktı. Neye saygı duymalıyım? Aslına bakarsanız o anki cevabım netti: “Her şeye saygı duymalıyız.”

O anki tartışmanın verdiği hiddet ile karışık yetersizlik duygusu ile araştırmaya başladım. Her kaynak saygı hakkında farklı bir şey söylerken kendi yaşam tarzımı oluşturmak açısından yola çıkmalıydım. Hatta belki de geç bile kalmıştım…

“Her şeye saygı duyabilir miyim?” sorusunu sordum kendime. Cevabını ise araştırarak bulamayacağımı biliyor gibiydim. O yüzden hiç irdelemeden kendime birkaç soru sormaya başladım.


“Saygı nedir, birisine ya da bir şeye neden saygı duymalıyım, birisine nasıl saygı duyarım?” sorularını kendime ilk aşama olarak belirlemiştim. Üzerine düşündükten sonra bulduğum cevaplar, beni tatmin etti. Sizlere de cevaplarımdan bahsetmek isterim.


Saygı, aslında bir şeyin var olduğunu kabul etmektir. Öyle ki bir şeye saygı duyuyorsanız onun varlığını kabul edip ona bir çaba sarf etmeniz gerekecektir. Bu da sizden bir enerjiyi alıp saygı duyduğunuz şeye ekler ya da o şeyden bir enerji alıp size katar. Birisinin fikrini değiştirmek, ona bir şey katmak ya da ondan bir şeyleri kendinizde bulmak için ona saygı duymanız şarttır. Bu yüzden saygı her şeyden önce gelmeli. Sevgiden, etikten, yargıdan ve hatta kendi düşüncelerinizden bile.


Nasıl saygı duyacağımı düşündüğümde ise aklıma ilk gelen şeyler davranışlarımdı. Mesela bir insana teşekkür etmek, bir şeyi rica etmek ya da özür dilemek… Daha fazlası da olmalıydı. Ve düşündükten sonra birkaç şey daha bulabildim. Mesela bir insanı dinlemek; dinlemek derken sadece kulak vermek değil. Size o an yönelttiği kelimelere birer anlam yüklemek. Ve karşınızdakine dikkatinizin mümkünse tamamını ayırmanız. Dinlerken sözünü gerekmedikçe bölmemeniz…


Özür dilemek; hatalı olduğumuzda ya da karşımızdakinin hatasını abarttığımızda özür dilememiz gerekir. Bir konuda özür dilemenizin gerekli olup olmaması arasında çok ince bir çizgi vardır ve geçilmeye çok müsaittir. Ve bazen insan sadece geçiverir bu çizgiyi. Bu yüzden siz her ihtimale karşı özür dilemeyi seçin, yani size karşı özür dileyen birisine siz de özür dileyerek karşılık verin, en azından nezaketen. “Özür dilemek” derken öyle sadece iki kelimeyi sesli olarak ya da mesajla iletmek yeterli olmaz bence. Karşınızdaki ile göz göze geldiğinizde ikiniz de diyaloğu yapmış ve tartışmayı çözmüş olacak kadar telepatik bir ilişkiniz yoksa bu özrün nedenlerini ve sonuçlarını belirtiniz. Lütfen!