Kimse okumayacaksa kitap yazabilirim. Çünkü söz; gerçekleşir. Bilmek ve inanmak arasında bir zıtlık olduğundan emin miyiz?
Şimdi anladım yazmanın ne demek olduğunu? Heyecan ve korku... Düşünme hızı, bilincin bu hıza yetmediği anlarda hayal etme hızı ile aynı oranda olmalıdır.
İkisinde de titreme var. Heyecanlı olduğun için mi yoksa korktuğun için mi titriyorsun?
Bunun cevabı yeterince sorgulanabilirse, bu klasik ikili ile: 'duygu' ve 'düşünce' arasındaki ayrımlar belirsizleşecektir.
Seçim; duygu yoluyla mı, düşünce yoluyla mı yapılır? An' daki sonsuz ihtimallerin arasında, hangisini seçer; tüm sonsuz ihtimallerin hepsini mi, tek bir ihtimali mi? Hayal ettiğin her şeyin gerçekleşme ihtimaline inanıyor olsaydın ya da ihtimalin kesinliğe emın olsaydın, ne hayal ederdin?
Amaç ne olurdu? Amacın kaynağı ne?
Düşünmek ve hayal etmek aynı şey olsaydı, birbirlerinii hiç bir ihtimalde etkilemeselerdi...
Hayal ederken görüntüler neye göre seçilir? Bu seçimde duygu mu yoksa düşünce mi, seçim yapılmasında daha etkilidir? Yapay zekaların, yapay zeka ürettiğini düşünürsek; beyne sonsuz görüntü, sonsuz sayıda ses frekansı, sonsuz çeşitlilikte koku ve sonsuz uyarıcı alan dokunma duyusunu da katabilecek sınıra gelince, 'devrim olsa keşke" diye kim düşünür, kim hayal eder, eyleme kim geçer, kim yaşar? Düşünülür olanla hayal edilmiş olan arasındaki biyolojik ya da fiziksel mesafeye bakılldığında, 'hiç bir ayrımın yapılmaması gerekir' de denmemeli çünkü yaşam alanında bu ayrım işe yarar. Fakat düşünce ve hayal edilir olan arasında biyolojik ve fiziksel olan aynileşirse, insan nasıl yaşardı, yapay zeka ne yapardı?
İnsan ne düşünüyorsa onu hayal eder olsaydı ya da ne hayal ediyorsa o olsaydı ne olurdu? Bu çözülebiilseydi; 'belirleme' ya da 'seçim yapma' gibi sonuçları olan duygu ve düşüncenin ne olduğuna dair bir keşfin ön varsayımları ne olmalıydı?