Gözlerine boyanmışsa güneş,

Günüm aydın.

Göndere çekilsin mutluluk,

Gölgesinde kalsın yaslarım. 

Gitsin kavurucu soğuk,

Gitsin kolaçan edilen simalar.

Sen geldiysen eğer,

Hiçbiri kalabalık yapmasın.

Def ettim hayalden örme tabuları,

Bu gece sana açılacağım.

Mutluluk gözyaşlarında,

Sana yelken açacağım.

Teninde buram buram parfüm kokusu,

Dilimi, dimağımı doluyor.

Zaten elim kolum kördüğüm,

Adımı unutmuşum.

Serçe parmağın değdi serçe parmağıma,

Gözlerin gözüme, dudağıma.

Kelimeler karmakarışık, ben aşık,

Sıkıntı değil, olsun;

Yine de parmağın parmağımda kalsın.

Sıraya geçti tüm sözcükler,

Ağzımdan çıkmak için, sabırsız.

Oysa boğazımda trafik kilit,

Nereden başlamalı?

Avuç içlerim yağmur ormanları,

Gönlümde yeşeren kır ve düğünü.

Sen başka türlü bir seni seviyoruma layıksın,

Oysa nerden bulup söylemeli?

Göğsüm bateri solosu atarken,

Kanım ritim ile dans ediyor.

Sanırım söyleyemeyeceğim,

Saat de geç oldu;

Çayları içip kalkalım.

Evinin önünde çok çabuk geldik;

Sanki bir solucan deliği açıldı, oradan geçtik.

Üstümde buruk bir veda

Ve yanağımda başarısızlığın yedirilemez aparkatı.

Ilık havada buz keser mi insan;

Kesiyor.

Aparkatın üzerine konan bir buse,

Kaderin cilvesi ve teselli;

Öpeyim geçsin.