sesinin kulaklarımda oluştuğu senfoni; tıpkı mağaranın çatlaklarından içeri doğru süzülen ışığın, sonsuz karanlığı sağar edici bıraktığı an gibi işledi ruhuma. yalnızlık kapsülleriyle hapsedilen düşüncelerimi bir tabiat ana edasıyla çiçeklendiren tınısı, özgür bıraktı bütün bilinçaltı yansımalarımı ve böylece baharın eşsiz kokusunu zihin duvarlarımda görselleştirip, sanatsal bir olaya dönüştürüp nüksetti. benliğimin en derin çukurlarına kadar ulaşıp yansımalara neden olan frekansı, çoraklaşmış topraklarıma hayat verip su dolu canlılık kattı. yüzümün deltasına yeni bir yorum katmakla kalmayıp, beni adeta zevk-i alemlerde sarhoş edip salıncak kurdurttu tebessümlerime. duyu madenlerimden elde edilen ham madde hâlindeki sesin, bütün nöronlarımda elektriksel bir olaya sebebiyet vererek göz bebeklerimin parıltılı yıldızlarla doluşmasını sağladı. Okyanus yataklarındaki mercan resifleri kadar gülbirişim portallar önüme seren titreşimi, beni düşlerde bedevi bir gezgine dönüştürmeye yetti. âh, sesini sınırlı bir tanıma yerleştirmek gözüme çok işlevsiz, yararsız geliyor. o yüzden ne kadar örneklerle bende yarattığı duyguları telaffuz etsem de hep bir eksiklik ile sonuçlanıyor...