"Ne var, Zeze?"
"Hiç Godoia... Neden kimse beni sevmiyor?"
"Çok budalasın."
"bgün iç kez dayak yedim. Godoia."
"Hak etmemiş miydin üçünü de?"
"Onu demek istemedim. Kimse beni sevmediği için, dövmek istediklerinde herhangi bir şeyi bahane ediyorlar."
(sayfa 98)
Evdeki yoksulluk o derecedeydi ki, insan erkenden hiçbir şeyi çarçur etmemeyi öğreniyordu. Her şey parayla ve pahalıydı.
(sayfa 128)
"Evet, yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek."
(sayfa 130)
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
(sayfa 153)
Pelin Taşkıran
2022-07-20T08:02:25+03:00Niyeyse ilgimi çekmeyen, çok da büyütüldüğünü düşündüğüm bir kitap…