çığlıklarımla doğan gece üzerine önemsiz konuşmalar yaparken

yalnızlığım hiçten saptı önüme düştü sokağın başında

yeniden öldür, yeniden kaldır beni ayağa kaldırım taşlarından


bir yaşam ki ruhum ebediyete ermeden yedi yirmi dört morgda dolaşan

teslimiyetimi sana veremedim ve asiliğimi tercih ettim itaatkârlığıma

elimi kolumu sallaya sallaya serseri misali kaçtım geceden


siyasileri de bir kenara atıp hissizliğimi kabullendiğim an

kapitalist düzen aldı götürdü beni ve yirmi üç yerimden bıçaklandım


sen ağlarken yirmi üç yerimden bıçaklandım

doktorlar on yedi dikiş attılar bana

yoğun kanlar iz yapmış yorgun sol omzumda

son yaşlar o an akmış beynimden şakağıma

sonrası ne mi? inan bilmiyorum ama

yeşil problemlerim var benim belki de problem bendim


sana gökten yağmur damlaları hediye etmiş insanla yapılmış bir araştırma

hapiste araştırmacılar ve iç organlarım, suçları haneye tecavüz ve adam kaçırma

gözlerim özler kimi zaman silüetlerini, batıdan doğan gecem

doğrusun, doğruydun, doğru olacaksın

lakin daima bir deniz bulacaktır benim yanlış akan nehirlerim


kendimi sığdıramadığım yerler üstünde yirmi üç yer

çığlıklarım geceden geceye koştursunlar kaldırım taşlarına

tabii ki asiliğimi tercih ederim itaatkârlığıma

bundan sonra beni aşar yeşil problemler

gözümden üç buçuk damla yaş akar, akar durur


timsah gözyaşlarıdır siyasilerden akan

ben yedi siyasiye politika öğreten

ve

gözlerinin önünde eriyen üstüne sürekli on altı kadına şiir yazan hissizin tekiyim