'Sokağını aşındırdım yıllardır

Asfaltını, parkesini, balkonda ki lila rengi leylak çiçeğini

Kapında her sabah seni bekleyen beyaz kediyi

En çok onu kıskanırdım

En çok ona benzetirdim çünkü kendimi

Sana muhtaç gibiydik ikimizde

Sen olmasan aç kalırmışız gibi 

Sen olmasan ben ruhumu

O karnını doyuramazmış gibi…

'Unutkanımdır aslında

Unutmadığım ne varsa, sana ait!

Sorsalar anlatıcam, kelimeler dilimin ucunda

Sorsan anlatırdım, sevgi iki durak arası

Son durağım sen...

Sen olan herhangi bir şey olmak var aklımda

Sen olan her şeye dokunmak

Kovalayan kaçan, saran sarmalayan

Sana! Sana dair her şey olmak...

Her geçişim cennet sokağından

Seni görebildiğim günler cennet vaati

Yaslanıyorum her zaman ki manzarana

Sana görüş alanım, senden uzak…

'Her gün mutlaka geçerdim sokağından

Sen olan her şey zihnimde

Bir de yokluğunun laneti

Her şey üstüme gelirdi ama

Senin yerin hep başımın üstünde…

Sen olan hiçbir şey çıkmıyor hafızamdan

Arabanın sağ arka camında ki aralığı

Ve her seferinde elinle camı kaldırmanı

Kediyi doyurduktan sonra 

Çiçekleri sulayıp onlarla konuşmanı

Tıpkı çocuğun gibi, kardeşin gibi, ailenden biri gibi

İzlerdim öyle uzaktan sevgini...

Beyaz kedi kadar sevimli olamamak kırardı bazen hevesimi

Yine de beklerdim ruhumu doyurmanı

Çiçeklerinden biriymişim gibi benimle konuşmanı…

'Silinmez izler bıraktı sokağın

Silinmiyor hafızamdan

Evinin sıvasız boyasız, yıkık dökük o hali

Sokağın başında ki elektrik direğine adını yazdığım sprey boyanın rengi

Garaj kapısının bozuk anahtarı

Ve uykunu alamadığında boş bakışlarını!

Senin olduğun ve dokunduğun her zerreyi kazıdım aklıma…

Okuduğun kitap olsaydım mesela

Yazdığın kalem ya da

Benimle hislerini dökerdin kağıda ve benim hislerimi okurdun o kitapta…

Babanın her sabah, yağını suyunu kontrol ettiği sarı taksisi olmak istedim bazen

Gıcırdayan sesiyle kuşları kaçıran bahçe kapısı olmak

Evinin karşısında ki parkta, gölgesinde oturduğun ağaç olmak istedim

Gölgen olmak daha cazipti

Bunaltıcı yaz sıcaklarında

Güneşin olmakta vardı tabi

Ayazın yüzüne vurduğu soğuk bir kış sabahında…

Bunları düşünüyorum sokağından geçerken

Sonra

Okulun demir korkuluğuna yaslanıyorum

Sırtım okul bahçesinde top koşturan çocukların garantisinde

Rüzgâr yağıyor sırtıma, göğsüme kar akıyor!

Çiseleyen yağmur, inceden ruhuma adını işliyor

Ben! Sadece seni düşlüyorum...

'Sana dokunan herhangi bir şey olmak var aklımda

Ağaç oldum, güneş oldum, açarken dokunduğun kapı oldum…

Ama aslında

Ben her gün gördüğün ve bu yüzden fark edemediğin

Sahil kasabasında güneşin batmasına güzelliğin kala

Kordonda yürürken, ucuz diye dikkatini çeken korsan kitapçıdan aldığın

Kitaplığında, ismini bile hatırlamadığın o kitaptım...

Belki her gün duyduğun sıradan bir ses

Belki hatıra olsun diye aynı kasabadan

Güneşin doğuşunu güzelliğin geçe aldığın

Ve çekmecende unuttuğun değersiz bir anahtarlıktım…

Beni fark etmeni istemedim belki de

Seni sevmek suçmuş gibi gizledim kendimi

Ve istemeden özlemine hasret yaşadım yıllarca…

Bilmeden sensizliğin intihar olduğunu

Hayaller kurdum senin olduğun ama sen yoktun!

Sensizlik denizinde hayalimde ki seninle

İçine ikimizi sığdıramadığım o teknede alabora oldum…

Sen olan her hangi bir şey olmak vardı aklımda

Derinlere gömülürken

Adını sessizlik koydum!

Işık uzaklaştıkça su soğudu

Üşümedim!

Sensizliğe battı sessizlik

Ben! Sadece seni düşledim...

Temmuz 10,2024