Yuhanna yetim kalmış bir çocuk, basıyoruz bağrımıza

Yollar uzun ama zor olan mevsim geçişleri

Güneşin altında fırtına nasıl yaşanır?

Hoyrat olan her şey gibi

Bir ağacın gölgesinde bin ağacı topraktan ayırır gibi


Uzak iklimlerin çağrısı çınlıyor kulaklarımızda, duy

Bir günlüğüne Marcus olup eğiliyorum kulağına Roma Meydanı’nda

"Sen sadece insansın", hatırla

Tüm bakışlarım tereddütsüz uzanıyor gözlerine, bakışlarımı kendine tanrı ediniyorsun


Sıcaklık tenindeyken mi güzel

Yoksa gülüşlerin mi ısıtıyor bedenini

Ellerin buna rağmen sanki dünyaya atılmış bir tokat

Senin ellerin üryan anadan, bembeyaz

Bazı kapılar her çalana açılır,

Bazı kapılarsa bu eller çalmadan

a-çı-la-cak


Korkularımızın fethi var, ya yarın ya da ertesi

Umman doğacak, umman feci şekilde can verecek

Ya yarın ya ertesi

Kimlerin içinde adım atıyorsak haylaz

Mutlak bir gün çarpışacağız

İşte o gün,

"Tanrı gibi dolaştığın göğsümden çık.”


Tutunamayacaksak ver elini,

Düşmek bazen

Tutunmaktan daha kolay.