yıldızlara sere serpile dizilmiş

yirminci yaşım

kilitlenir bir kuyuya tabelasız

içimde kelebekler ölür

bir başka yıkıntı kapatılır

hiçbir şey bahsedilmeyen

ufuktan

anlaşılmasa

hiç gelmeyecek aydınlık

bilinse

ufuktan             

masal olup anımsanır

annemin ben küçükken uydurduğu

hikayelerden ibaret hale gelen çocukluğum

-durup durup kedimle oynarım

kendimle konuşmayı erteleyip durmamdan

susmaz sessizliğin dik duran askerleri

bense yalnızlıklara kapı olurum

                ağustosla kasım arası

anladığını sanmaz kimse

yıldızların geceye kattığını

bense mırıldanırım sürekli

dilimden düşmeyen dizeyi.