Senden sonraları, sen için:

Ne bir anıdır kalan tarihte ancak

Ne de "I wanted so much to be loved, not"

Çünkü bulunan hazineyse, çoktur talibi

Zordur takibi ve fakat sevilmek, seçiliştir

Değer olgusunda mahza bekleyiş ve bulunuş.

Buluşu ve. Kimmiş kaybeden? Kim unutmuş

Unutulanlar unutan olmadı asla. Ansır, anar. 

Ne kadar dağlansa da kendinde olanı, konar.


Siyahtır insanların bazısı ve bazısı beyaz

Fakat renklendiren mavi ve yeşil değilse..(yalnız mavi değildir.)..

Nedir rengi rengin, rengi rengarenklikle

eklektilemeden: elemeden faslını cinsinden,

arazın umumunu hususundan ayırmadan

Yani kayırmadan siyahı beyazla veya aksini

Dokunmadan nasıl nasıl renklenir? Küfü getiren

hava değilse, unutuşu insanın ve öç alınması. 

İşte öyleydi dokunuşu mavinin ve yeşilin gönlüyle


Bir adam evine elma taşıyor, elma.

Elma, elma olalı düşmedi elinden insanın

Bazen kan akıttırdı insana, insandı akanı

Kalkan yaptı bazısında bazısına kazısında

Fakat en güzeli de hediyesiydi tanrının

Tanrının, kendisini tanıyan-tanımayanına.

Kırmızı sundu, sunuldu kırmızı insana insanca

Değil ki kanca, akanca, vurunca akınca 

Akıncı kaçıncı kez altıncı mı altmışıncı, asla!

Yeşildi sundu, alaca mı sunmadı. Fakat 

pembeleşinceye kadar tanrı tanrı, insan insandı. 

Sanırım tanrı değil, insan tanrıyı kıskandı.

Çünkü elma ne soğandı ne de tarlada keklik


Taladı sokakları kimsesiz kediler, kendilikleriyle

değil. Bunu bilirdi, her sahipleneni sahiplenileni

Çünkü bir noktadan nuktedanlık konsa âleme

Kalem oynardı. Oynardı kulakları kedilerin biriyle

ikisiyle. Renlerinde kör, hummasında atıl bireyle

Arktan ve aşktan akan, "pardon," hevesten kayan

Hevasıyla yoğrulmuş bu canların kim alacak kim 

Öcünü, bu yalnızlık ve açlığa terk edilen ve yeme 

Koyana sorulsa biyo logicten dem vurmazsa gel 

yanıma, al kanımdan akanı tüplerce ve benleş 

Yoksa senleşeyim. Aksın eyelineri gözlerimin pul 

kalsın, kalsın bej renginde alem, sen anlat bana!

Bir dokunaklı sözle koy kefene, götür beni de

Çünkü ne kaldı kedi kendiyle, kendisiyle kedi de. 

"Tu l'aimes pour le dehors

Sans voir ce qu'il y a dedans" mı yoksa eleştirilmiş

çekiştirilmiş, kaçıştırılmış, atıştırılmış, katıştırılmış...

Mutlaklığın getirdiği o ağırlık renkte, elma da, kedi de..

buldurmuyorsa şayet kaybettiğini kendinde sana 

Kat katabildiğin kadar ve kalmayana kadar senden 


Oysa süzülüyordum bilmişti bunu Salvador Dali

filleriyle ve zamanın tutarken belleğini benliğinde

kaldırdı bendeliği; sendeletmedi değil Paul Klee 

Rönesans tekti asrında sonrasında hep mi rölans


Sustu mu konuşanlar, konuşulanlar susuştu mu 

Kusuştu burun buruna, karın karına katıla katıla