Göl dalında örme öpüşler
Leylaklıyor ağzını
Saçılıyor
Duruluyor
Bulanmıyor çimenler
Kesik bir soluk
Debeleniyor dudaklarımda
Ve ölü bir kısrak yunuyor
Enin damarlarıma
Fısıltı ıralıyor nefsimi hallacından
Vuku bulur ruha bulanan kıvılcım
Hangi günün akşamında ağarır
Çamura saplanmış kayığın
Kırık yelkeni
Oysa sararmış tül perdelerinde
Yeşermiş usul külleri
Yelkovan kuşları ile doldurmaksa
Öteden beri adetimdir
Uçuç böceğin ahı var artık üzerimde
Eli yüzü kırmızı, kiremit taşı gibi
Uzun ve hayâsız bir sessizlik
İşliyor iliklerime
Uyuşuk parmak uçları ile dokunuyor
Buğusuna camın
Gözler yere indi
Dudaklar içine çekildi
Çarçabuk dağıldık
Sonra sesim kanadı benim
Ve bilir misin dal budak kökün
Kaçtır düşümü bulandırıyor
Öyle ki hüznü olmayan insandan korkarım ben
Ve insan kırar göğsüne bastırdığı her şeyi
Bundandır kendi korkaklığımın ceremesine
Artık kendi ellerimle şekil vermek
Fırat Çiçek
2021-07-17T10:06:33+03:00Çok teşekkür ederim Ferah Hanım. Zaman ayırdığınız için ben teşekkür ederim 🌱
Ferah
2021-07-17T02:11:30+03:00Çok sevdim çok. Kaleminiz var olsun🌼
Fırat Çiçek
2021-07-16T09:08:09+03:00Sevgili Gül, çok teşekkür ederim 🌱
Gül Kurusu
2021-07-16T08:47:44+03:00...
Fırat bazı cümlelere özellikle vuruldum. Çok mükemmel bir şiir olmuş. Aklına zeval gelmesin.🌿
Fırat Çiçek
2021-07-15T23:34:07+03:00Çok teşekkür ederim Erhan Bey düşünceleriniz kıymetli, eksik olmayın.
Erhan
2021-07-15T23:23:06+03:00Harika bir üslup, kaleminize sağlık
Fırat Çiçek
2021-07-15T23:10:13+03:00Çok teşekkür ederim, zaman ayırdığınız için de ayrıca teşekkür ederim