insan bir daha hiç üzülmeyeyim, kimse canımı yakamasın diye kendine bir duvar örüyor ya... hani mecbur kalıyor aslında. insan; bu beni korur, güvende olurum sanıyor da en çok altında ezilen o oluyor ya hani... kimse duvarın arkasını merak etmiyor çünkü kimse gelip demiyor: bu duvar neden örülmüş bu kadar, kim için, neye örülmüş? tamam diyor, sadece duvar diyor burası, gerisi yok. hani canın yanmaz sanıyordun daha? hani işlemez hiçbir üzüntü diyordun? sen mutlu musun gerçekten altında kaldığın duvardan? soruyor mu halini hatırını, sarıyor mu seni gerçekten tüm kötülüklere zırh gibi? sen soruyor musun, aranız nasıl? olsun diyor musun, varsın bir taş ezsin beni, yeter ki insan olmasın sonum diyor musun inanarak? de. varsın bir taş ezsin seni, yeter ki insan olmasın. hakkını verir o tüm sertliğinin, hakkını alırsın en azından tüm ezilmişliğinin.