Senden önce,
Yüce bir karanlığın heybetli kollarında yatardım,
Dünya bana uzak, ben dünyaya sağır,
Gözlerimin kepengi kapalı,
Gönlümün kapıları sürmelenmiş,
Başkasına enkaz altında kaldığı depremlerle,
Ben beşiğimi sallardım.
Senden önce,
Ne varlığa ne yokluğa çatardım,
Ölüm geçmezdi kapımdan,
Açlık, sefalet bu zulüm,
Canımdan can götürmezdi,
Acılı yüreklerin ağıtlarını,
Kendime ninni yapardım.
Senden sonra,
Söküldü kapımdaki sürgüler, yandı en derinden canım
Öyle bir yangın ki baştan başa zulüm, ihanet,
Kalplerin mayası bir yığın nefret,
İnsanın insanı kırdığı,
Kardeşinin kanına ekmeğini banıp, dibini sıyırdığı...
Gönlüm dayanır bunca acıya,
Yeter ki hiç olmazsa hayalin terk etmesin beni,
Bu kavgada yoldaşım olmasan ne çıkar,
Yüreğimde taşırım seni,
Bu dert ile belki,
Ayağım takılır, düşer kalırım,
Ve fakat
Ne iyi ettin de geldin, senin derdine kurbanım.