Muhtemelen farkında olmadığın bir özelliğin ama beni çok ama çok etkiliyor. Mimiklerini kullanışın, istemsizce yaptığın ufak dudak hareketin ve de bazı zamanlarda etrafa attığın yorgun, baygın bakışlarına bayılıyorum. Yüzüne çok dikkatli bakmamın ve sürekli seni izlememin nedenlerinden birisi de bu. Çünkü bundan çok etkileniyorum. 

 Bir şeyler içeceğin sırada bardağı dudağına değdirirken yüzünün aldığı şekli de çok seviyorum. 

 Gönlümü almak istediğin zamanlarda yüzünü yüzüme yaklaştırıp attığın o duygu dolu masum bakışlar sana olan tüm kırgınlığımı alıp götürüyor. Bazı zamanlar bana gönderdiğin fotoğraflarda da bunu yapıyorsun. Direkt kalbim eriyor.

 Vücudundaki yara izlerin çok çekici geliyor, her biri birbirinden güzel. Hepsini tek tek öpmek istiyorum. Ama en çok sırtındaki izleri beğeniyorum, dokunması çok güzel ve sana özgü bir görünüşü var. 

 Yüksek sesle kahkaha attığın o anları seviyorum; tıpkı bir arkadaşı tarafından bayılana kadar gıdıklanan bir çocuk edasıyla gülüyorsun. Bu o kadar tatlı ki… 

 Burnun tıkandığı zaman çıkan ıslık sesini de seviyorum. Bence çok şirin, burnun minicik olduğu için mi öyle oluyor acaba?

 Oyun oynadığın esnada ciddiyetle ekrana kilitlendiğin o anlara tanık olmak hoşuma gidiyor, bayağı ateşli oluyorsun hehe. 

 Teninin kokusuna bayılıyorum; bir insan nasıl her daim böylesine güzel kokabilir? Sırrının ne olduğunu öğrenmeme izin ver lütfen. İzin vermezsen de kokunun üstümde olabildiğince uzun süre kalmasına müsaade et.

 Kafanın içinde yer alan video arşivinin olması ve herhangi bir anda o videolardan alıntı sözler söyleyişin… Bence bu durum hayata bakış açını da yansıtıyor, ciddi olaylara verdiğin tepkiler ve konulara espri yaparak yaklaşma huyun bana böyle hissettiriyor. Yaptığın şakaları anlamasam da seviyorum bu yüzden. 

 Giydiğin her kıyafetin üstünde çok güzel durması da etkileyici gelen bir olay. Bershka’dan aldığımız palto hariç. O kimsede güzel durmadı.

 Yanımdayken kendin gibi olabilmeni de seviyorum, doğal hareketlerin ve iltifat alınca saklamakta zorlandığın utangaçlığın çok sevimli.

 Her konuya dikkatli yaklaşman ve yeni bilgiler öğrenmeyi sevmen de hoşuma gidiyor. Ayrıca ilgini çeken bir konu hakkında bolca konuşman da bayağı tatlı. 

 Paten sürerken o kadar kendinden emin ve rahat oluyorsun ki… Sanki bunun için yaratılmışsın gibi duruyor. Hızlı sürdüğün zamanlarda rüzgardan uçuşan saçların, suratında beliren ufak gülümseme… Saatlerce oturup seni izleyebilirim. 

 Oyuncaklarınla ve sevdiğin oyunlarla geçirdiğin vakitlerde seni hiç rahatsız edesim gelmiyor, kendini tamamen onlara kaptırıyorsun. İçtenlikle sevdiğin şeyleri yapmandan mutluluk duyuyorum. 

 Öpüşmeden öncesinde gözlerimin içine tutkuyla baktığın anlar karnımda kelebekler uçuşmasına neden oluyor. Her öpüşmemiz ilk öpüşmenin verdiği heyecanı taşıyor sanki. 

 Uyku sersemi halinle beni kendine çekip bana sımsıkı sarılarak uyumaya geri döndüğünde huzurla doluyorum. Varlığımı yanında hissettiğin için beni sımsıkı tutman bile, o yataktan kalkıp başka bir odaya geçme isteğimi tamamen yok ediyor. 

 Yastığın üzerine dağılan saçlarınla oynayabilmeyi seviyorum; saçların öyle yumuşak ve güzel ki… Koyu kahve saçlarının arasında parıldayan ufak, karamel rengi tutamlar sende en çekici bulduğum özelliklerden biri diyebilirim. O kadar kendine has ve güzelsin ki, hayatım boyunca hiç senin kadar güzel birisiyle tanışmamıştım. Bu satırları yazarken ne kadar şanslı olduğumun bir kez daha farkına vardım. 

 Bu hayattan ne istediğini biliyor oluşun, hayatını belirli bir düzene göre yaşamayı isteyişin ve en önemlisi verdiğin kararların arkasında ciddiyetle duruşun senin olgunluğunu gösteriyor. Bu olgunluğa ulaşmanı sağlayan yaşanmışlıkların senin için kolay olmadığını biliyorum. Ama bildiğim bir şey varsa da bu, hatalarından ve geçmişinden ders çıkarabilmiş olman. Artık kendini çok daha iyi tanıyor, ifade ediyorsun. Bu herkesin erişebileceği bir başarı değil. Seninle gurur duyuyorum. 

 Hızlıca sigara içmemiz gerektiği durumlarda sigaranın kalan son kısmını art arda iki nefesle çekip bitirmenden de hoşlanıyorum. 

 Bahsetmesi kolay olmayan hislerin hakkında konuşurken gözlerinden düşen yaşların yüzünü ıslatışını görmek beni derinden etkiliyor; o an kafamın içindeki tüm sesler susuyor ve sadece sana bakıyorum. 

 Bana olan sevgini ifade ediş yöntemlerini seviyorum. Bunu öyle içten yapıyorsun ki, duygulanmamak elde değil. 

 Neyi sevip sevmediğimi biliyorsun, beni benden daha çok tanıyorsun, hatta daha da tanıyabilmek için vaktinin çoğunu da bana ayırıyorsun. Daha ne dileyebilirim ki… 

 Seviştiğimiz anlarda kulaklarıma dolan inlemelerini saatlerce dinleyebilirim. Dudakların tenimin üstünde dolaşırken attığın arzu ve sevgi dolu bakışlar o anı daha da özel kılıyor. Tenin tenimle bir bütün olurken ruhlarımız da birleşiyor ve tamamen kendimi sana teslim ediyorum. 

 Sen, aşkın ne demek olduğunu bana gösterdin. Bu kısacık hayatımda bana böylesine derin duygular yaşama imkanı tanıdığın için teşekkür ederim. Aşkın her türlü halini seninle yaşadım, acıyı da, getirdiği huzuru ve mutluluğu da en derin haliyle deneyimledim ve de deneyimlemeye devam ediyorum. Ve sevgili Game Boy, hayatın boyunca hep fark edilmeyi ve sevilmeyi bekledin belki de. Kendini bu dünyada yapayalnız hissettiğin de oldu, kimsenin seni yeteri kadar sevebileceğini düşünmediğin de. Güzellik dolu kalbin onlarca kez kırıldı, verdiğin değerin karşılığını alamadığını hissettin. Bense seni ilk gördüğüm o gün, hayatımı tamamen değiştireceğini anladım ve içimde biriken bütün sevgiyi sana vermek istedim. Bu hayatı yalnızca seni mutlu etmek ve gülümsediğini görmek için yaşamayı düşledim. Ben senin bir damla gözyaşına kıyamazken seni üzen insanların var oluşuna lanet ettim sevgilim. İşte bu yüzden, kendini iyi hissetmediğin zamanlarda lütfen sana duyduğum aşkı hatırla ve kalbinin kırıklığını sevgimle iyileştirmek için kendini bana en saf halinle aç. Çünkü ben seni her halinle, her şeyinle sevmeye hayatım boyunca devam edeceğim.