Üşüyorum

Boynumda bir takımın atkısı

Kimindir bilmem

Buğulu bir kıraathane kapısı

Renklere kadar küfürler edilen bir yermiş

İçeride konuşuluyormuş geçen sene

Bir stat önünde bir arkadaşları vurulmuş

Kaldıranı olmamış

Ben orada değilmişim

Uyuşmuş ellerimle sormuşum:

Bir çay alabilir miyim?

Cümbür cemaat

Eyvah denilecek yerleri çoktan geçmişiz

Tek başına deplasman mı olur abiler?


Diyelim ki Kerbela'dayım

İçimdeki bir yudum suyu zaptedemiyorum

Diyelim ki geç kalmışım

Bir adım ötede düşmüş yere kardeşimin başı

Elimdeki kılıç bileğimden ağır


Gayya'da uyanmış, zemheriye koşmuşum


Velev ki bir işçiyim

Paydos zilinden önce enseme bir yumruk oturmuş

Eve dönmüşüm, kalkmamış o yumruk

Dolaşmış iki göğsümün arasında

Evlenmişim, hayat boşluğuma gelmiş

Herhangi bir sarayın önünde yakmaya kalkmışım kendimi

Pencereleri kapatmışlar yalnızca

Ölemedikçe haber değeri taşımamışım


Sormamışlar doğarken

Bir siyah hırkası giydirilmişim Amerika'da

Sonra

Yine bana fikrim sorulmamış ama ırkıma Kürt demişler

Yolum Karadeniz'e düşmüş

Yalnız bir yoksul olduğum için

Kalabalık yoksullar horlamışlar beni

Gazi'de alevi ölmüş, Beyoğlu'nda Ermeni doğmuşum


Diyelim ki önemsiz bir güvenlik zaafiyetiymişim

Salt yaşadığım için tehlike arz ediyormuşum sokaklarda

Ezilmekten muzdarip bir kaldırım taşı olmuşum

Birileri bir yerlerde toplanmış

Sloganların sonuna gelinmiş

Aynı haykırışı başka bayraklar altında savunan

bir yığın insan

Aynısınız işte

Niye ayrısınız böyle, demişim

En acemisinin gözleri bana takılmış

Bir avuçta yön bulup süzülmüşüm

Yetkili bir ağabeyin tam alnına doğru


Bir çocuk olmuşum varoşlarda

On ikimde tıka basa doldurmuşlar aklımı

Süpürgeler, tezgah araları, paydos zilleri

Kitap kokusunu yirmimden sonra tanımışım

Kaşımda derin bir yara varmış

Gidememişim sergilere, tiyatrolara

Ellerim kirliymiş, hiçbir güzelliği okşayamamışım


Vaktim geçmiş

Son kullanma tarihi tükendikten sonra satın alınan

Yarım yağlı Ezine peyniri gibi elden ele dolaşmışım

Kimse beni çöpe atmaya kıyamamış

ama bir sofraya da konulmamışım

Biraz esnaf yalanı, biraz müşteri haklıdır

Veresiye defterinde üstü çizili bir sayı olarak kalmışım


Bir tufan kopmuş cihanda

Herkesi bir gemiye doldurmuş birileri

Kimim kimsem de varmış ama

Yokluğum toymuş daha

Bir hatır'a tutunamamış

Karada kalmışım

Üstümden sekiz bahar geçmiş

Teknenin güvertesinde bir pankart gerilmiş yok yere

İyi hissetmek herkes için önemli bir husus

Unutulmamışım, unutturulmamışım

Alkışlanmışım beni unutanlar tarafından

Hala hatırlandığım için


Bir kadın olmuşum herhangi bir gece yarısı

Herhangi bir sokağın herhangi bir kaldırımında

Ardımdaki sesten kaçıp telefona sarılmışım

Adımlarım hızlı, kalbim hızlı, sırf kadın olduğum için

Çevirecek bir numara aramış, bulamamışım

Diriyken konuşulmayan bedenim

Ertesi sabah düşmüş gazetelere

Takım elbiseliler evime doluşmuş

Biri pahalı bir kahve içerken arkadaşına anlatmış akıbetimi

Üç dakika sonra bir dedikoduya tercih edilmiş varoluşum


Metropolde bir sokak köpeği olmuşum

Her yanımda tekme izleri

Çöpleri dağıttığım için sokaklardan kovulmuşum

Çocuklarım varmış bir kömürlük kapısının ardında

Aramış, taramış, orayı bulmuşum

Döndüğümde bir dozer sesi

Döndüğümde bolca tantana

Yıkılmış yerim yurdum

Dilim dönmemiş, haykıramamışım

Herkes evine dönmüş vakitlice

Bir ben o hafriyatın önünde

Bir de yaramaz bir çocuk

Eğmişim başımı, çocuk beni anlamış

Evimi yıkan müteahhitin kızına aşık olacakmış yıllar sonra

Baba parasıyla sekiz bin liraya bir köpek alıp

Moda'da süs olsun diye gezdireceklermiş


Bir şair olmuşum mutfak masasının önünde

Duvarlarla anlaşamıyormuşum artık

Saat dördü geçmiş

Kahvaltıdan önce bir türkü tutturayım demişim

Olmamış

Keyfimi kaçırmış gördüklerim

Duymuşum, bilmişim, anlamışım

Yetenek bilmişler bunu

Sırf görebildiğimden şair olmuşum


Susmuşum sonra

Kalabalık caddelere sığdıramamışım içimi

Saklanacak son bir yerim varmış, oradan da taşmışım

Gümbür gümbür yıkılmış tahammül

Sesimi sessizce çekmeceye koyup, öylece uyumuşum

Çalmayan bir zil, çalmayışıyla uyandırmış aklımı

Dün geceki masaya yeniden oturmuşum

Bir tebessümü kaç yerinden yaralayabilir bu dünya?

Kimsenin duymak istemeyeceği sorular sormuşum


Ah benim güzel aklım

Ne menem bir sancıymışsın öyle

Koşmakla bitiremiyorum seni