"Günler sarmal bir yay gibi bunu unutma..." Ne zaman bir şeyler yazmak istesem aklıma gelen ilk cümle hep Arkadaş Zekai'nin bu dizesi oluyor. Kendi döngüme hapsolmuşum da çıkmaya her yeltendiğimde gözümün önünde yukarı aşağı yaylanan bir yay ve o yayın iç döngüsünde dolanıp duran ben derken içinden - ya da belki dışından, kendi kendine konuşmayı alışkanlık edindi bu aralar - Güney, ev arkadaşının her zamanki patırtılı gelişiyle irkildi. Gün aşırı duyduğu bu gürültülü girişe alışamamış, her seferinde irkilirdi. Tıpkı yaşadığı gezegende oksijeni gün gün azaltan Moron'ların bu yaptıklarına kimsenin ses çıkartmamasına şaşırdığı gibi. Kanıksamak nedir bilmeyen bir adamdı Güney. İrkilir, şaşırır, aynı şeylere her defasında üzülürdü, tıpkı aynı sahnelere ilk defa izliyormuşçasına güldüğü gibi. Mavi çantasını kapının yanına gelişi güzel fırlatıp doğruca Güney'in odasında aldı soluğu. Oksijen tüplerinin yine zamlandığından söz etti. " sana demiştim şunları zamlanmadan dolduralım " diye çıkışacak olsa da demedi bir şey. Kendi de çok iyi biliyordu günlük yaşadıklarını. Değil oksijen tüpü yedeklemek, suyu bile yudumla içeceklerdi neredeyse. Sustu adını gözlerinden alan Mavi. Annesi "yenidoğanın gözü mavi olur bakalım böyle kalacakmı" demesine aldırmadan Mavi koymuştu adını babası. Gökyüzüne aşık bir adamdı Kadir Bey. O yüzden çocukluğu boyunca babasından dinlediği masallar hep o engin mavilik üzerineydi. Babasının sakladığı fotoğraflardan görmüştü Mavi de gökyüzünü. Yüreği kabarmış, gözleri sanki anavatanına akarcasına dalmıştı fotoğraflara. Moron'lar yasaklamışlardı içinde mavi gökyüzü olan her şeyi. Babası ona rağmen saklamış, kızını bu güzellikten mahrum bırakmamıştı. Güney ile de ilk tanışmaları böyle olmuştu zaten. Oksijen kuyruğunda beklerlerken Mavi masmavi göğün altında özgürce nefes almak isterdim diye mırıldanınca Güney irkilmiş, aniden Mavi'ye dönmüştü yüzünü, o bakışta anladı Mavi Güney'in de kendilerinden olduğunu. Hiç konuşmadılar sıra boyunca, biraz uzaklaşınca sıradan Güney çıkıştı Mavi'ye. "Delirdin mi sen ya duyan Moron'lardan biri olsaydı, hiç mi düşünmedin başına gelecekleri… "Düşünmez miydi oysa, hem nasıl düşünmesin, gözünün önünde alıp götürmemişler miydi anne babasını... Gözleri doldu kızın, yutkunur gibi oldu ama hemen toparlandı. Tün bunlar saniyeler içinde olduğundan oğlan anlamadı bir şey. Kız omzunu silkti bana ne dercesine.