Ruhumu besleyen bir şey var biliyorum. Bana sebepsiz yere tebessüm ettirebilen. 

En büyük hatalarımın sebebi…

Gerçek sevgi. Gerçek sevgiyi bulma arayışı.


Sevgisizlik böyle bir şey sahi değil mi? Kendi içinde bulamadığını başka insanlarda aramak. Ve gördüğün en ufak sevgi kırıntısına dahi tüm varlığını verebilmek. En büyük sebebi ne biliyor musunuz bunun? Sevgisiz büyüyen ya da sevildiği yeteri kadar hissettirilmeyen bir çocukluk. Sevildiğimden şüphem yok ama yeteri kadar hissettirilmedi, buna eminim. İşte bu yüzden bir başkasının gösterdiği ufacık sevgiyi gerçek sevgi sandım. Yanıldım. 

Kim suçlu bu hikayede? Kendi anne babasından  gördüğünü -ki aslında görmediğini demek daha doğru olur- kendi evladına gösteren annem ve babam mı? Yoksa çikolata ister gibi sevgi için ağlayan ruhum mu?

 

İnsanın  kendisini sevmesi gerekiyormuş içindeki bu çocuğu büyütmek için. Başkasının sana vermediğini senin vermen gerekiyormuş ruhuna. Başta insan çok zorlanıyor, kabul. Başkasından  o sevgiyi görmeyince bir zaman sonra sen de kendini layık görmüyorsun buna. Sonra gün geliyor öyle yalnız hissediyorsun ki kendini, zamanla anlıyorsun, sen kendini sevmezsen kimse seni sevmiyor. Sana en iyi yine sen geliyorsun. Bunu anladığın zaman hayatına yeni bir pencere açıyorsun ve artık hep o pencereden bakıyorsun. 


Yalnız değilsiniz. Geçin aynanın karşısına ve gözlerinizin içine bakıp o dev kalabalığı görün. Kendinizi!