Sevilen Tiran
"...Uzun zamandır halk arasında fısıldanan hastalık dedikoduları, yerini Krallar Kralı Dor Bunyamin'in öldüğü dedikodularını aldığında, artık kendini tekrar tebaaya gösterme anının geldiğini anlamıştı. Böylelikle Yevizvah'ın Şef Kralı Dor Bunyamin, yanında sağ kolu ve celladı Banballo ile şaşaalı kalesi Ebur Yeviz'in, meydanı gören balkonuna çıktığında, çok geçmeden toplanan kalabalığın havayı döven yumruklarıyla ve neşeli haykırışlarıyla selamlandı. Yumuşak öğlen güneşiyle yıkanırken bile solgun ve cılız görünüyordu oysa ki, yaşlanıp büzülmeye çoktan başlamıştı. Yine de gözlerinde, nedense zavallı halkının göremediği o karanlık daha da derinleşmiş, hizmet ettiği isimsiz şer tanrıların korkunç planları aklını ve kalbini daha da kurutup karartmıştı. Balkonun iki yanında rüzgarla mahmur bir şekilde sallanan perdelerin ortasında, o karanlık odanın içinde bir şeyler parıldamaktaydı. Halktan bu odaya bakanlar, sadece bu zayıf parıltıyı görebildiklerinde, bunu, Şef Kral'ın hayal edilemez zenginliklerinden biri olduğunu sandılar. Oysa onlar, bu parıltının kendilerine içeriden bakan kocaman, iğrenç bir göz olduğunu bilselerdi, bu çarpık görüntü karşısında akıllarını yitirirdi. Halkının sevgisinden ve ilgisinden memnun olan Dor Bunyamin, tiksindiği Shabalta halkından biri olan celladı Banballo'ya dönerek 'Görüyorsun ya' dedi yüzünde ilk bakışta uysal ve sevecen sanılan, ancak iyice bakılınca nefret ve kinle çarpılmış olduğu bariz bir şekilde görülebilen bir gülümsemeyle 'bir mezbaha dolusu domuz gibi katledileceklerini bilseydiler bile, katillerine hastalıklı, sonsuz bir sevgi ve bağlılıkla biat ederdi bunlar. Çünkü akılları, ancak kendinden üstün ve güçlü gördükleri kişileri omuzlarında kaldırıp, bu kişileri kendi emellerine ulaşmasını kolaylaştırmaya yeter sadece. Her şey sandığımdan daha kolay olacak. Bak! Kendi ölümlerini de işte böyle coşkuyla kucaklayacaklar!'..."