Sen yokken ben sırtımı aldım ve bir dağa kaçtım

Tüm bu yıkılmışlıkların arasında

Tümdendir ki kalbimin foyası ortaya atılmadan önce

Seni kendimden uzak tuttum

Kalbim bir okyanus derinliğinde

Yokluğun çokça varlığa düştüğü zamanlarda

Korkunun büyük gelgitlerinde

Kalbim kalbime yasakladı kendini.


Öyle dalgın ve dargın bir muhayyel kovalardı beni gecelerde

O dağa kaçırılışım sonsuz bir kederle yüklü bulutların gölgesinde bitmek tükenmek bilmeyen hüznün izdüşümde

Karşıma bir beni âdem çıkartacak ve doğurganlığında hiçbir eksiklik bahşetmeyecek bir yorgunluğun gam yüklü gecelerinde

Ben seni sırtıma alıp kaçırıldığım o dağdan aşağıya yuvarlayacağım.

Gidişin ve sönüşün bir yıldız gibi parlak ve hızlı değil. Akşamlarda sessiz bir kayboluşun olacak.

Sen yuvarlanırken göğsüme doldurduğum nefes âteşten çıkan duman misali gökyüzünde buharlanacak.

Sen ki akşamlarımda göz bebeklerimden düşersin en karanlık dehlizlerime.