Kıymetli dostum Mahmut Kılıç'a


Şu güneşin bakışında bir yanım yandı.

Yorgun çocuklar geldi uykulardan uyandı.


Açardım gözümü kavrukluğuma,

Suya sürülmek bize bağ-ı irem neşvesiydi.

Yürürüm de bu yangın topraklarda

Sarılmış tütünümdü, dumanımın işvesiydi...

Hangi göğe çıksam gelirdi peşimden


Şu güneşin bakışında bir yanım yandı.

Bir yabanlık, bi-imanlık geldi dayandı.


Kırdı göğsümden kafesleri, uçtu yüreğim.

Kimselere vermedim sırrımı cebimden

Sabahım ahuvahtır, akşamda yeğim.

Bir güzeli bile sevmek gelmez elimden.


Şu güneşin bakışında bir yanım yandı.

Bir çocuk boğuldu gölde, tanrıyı andı.


Dönüm dönüm tarlalarda mevsimlik işçiler

Kavrulur sarı toprak çocuk sığınır suya

Çağırdılar, duymadı, peşi sıra gittiler.

Hiçbir tanrı yatmasın böyle gaddar uykuya


Şu güneşin bakışında bi yanım yandı.

Bugün doğum günümdü, evvel-i hazirandı.


Yürüdüm ibrahim makamına, çocuk yürüdü

Mahilere kaldım yanıldım yangın sularda

Gitmedi yorgunluğum başka canım çürüdü

Bu tepe bu toprak evler, hep uykularda


Bu güneşin bakışında bir yanım yandı.

Bir canıma değdiler bin canım yandı.