Kıymetli dostum Mahmut Kılıç'a
Şu güneşin bakışında bir yanım yandı.
Yorgun çocuklar geldi uykulardan uyandı.
Açardım gözümü kavrukluğuma,
Suya sürülmek bize bağ-ı irem neşvesiydi.
Yürürüm de bu yangın topraklarda
Sarılmış tütünümdü, dumanımın işvesiydi...
Hangi göğe çıksam gelirdi peşimden
Şu güneşin bakışında bir yanım yandı.
Bir yabanlık, bi-imanlık geldi dayandı.
Kırdı göğsümden kafesleri, uçtu yüreğim.
Kimselere vermedim sırrımı cebimden
Sabahım ahuvahtır, akşamda yeğim.
Bir güzeli bile sevmek gelmez elimden.
Şu güneşin bakışında bir yanım yandı.
Bir çocuk boğuldu gölde, tanrıyı andı.
Dönüm dönüm tarlalarda mevsimlik işçiler
Kavrulur sarı toprak çocuk sığınır suya
Çağırdılar, duymadı, peşi sıra gittiler.
Hiçbir tanrı yatmasın böyle gaddar uykuya
Şu güneşin bakışında bi yanım yandı.
Bugün doğum günümdü, evvel-i hazirandı.
Yürüdüm ibrahim makamına, çocuk yürüdü
Mahilere kaldım yanıldım yangın sularda
Gitmedi yorgunluğum başka canım çürüdü
Bu tepe bu toprak evler, hep uykularda
Bu güneşin bakışında bir yanım yandı.
Bir canıma değdiler bin canım yandı.
mocan
2020-05-26T01:00:34+03:00Teşekkir ederim, eksik olma :)
Harun Akhisarlıoğlu
2020-05-24T03:04:33+03:00makam-ı ibrahim, farklı ve belirgin bi'kalem. tebrik ederim:)
mocan
2020-05-24T01:45:48+03:00Teşekkür ederim hocam :)