-Sizin yaşınızdayken dışarı çıkma süremiz daha uzundu bizim.

-Gerçekten mi baba?

-Evet, annenle de o sayede tanışmıştık.O zamanlar belediyeler Uv ışınları geçirmeyen özel yürüyüş alanları yapıyordu, şimdi o malzemeler tabakanın incelmesi halinde daha da pahalı hale geldi.

-Evet, öğretmenimiz söylüyor. Madenler bitecek hale gelmiş neredeyse.

-Dünyayı ne olursa olsun zorluyoruz oğlum o yüzden.

Küçük oğlunun saçlarını sıvazladı babası. Sonra dolabından özel kıyafetlerini çıkardı. Güneşin yakıcı ışınlarını tek geçirmeyen kıyafet buydu, ekonomi güneşten korunma üzerine dönüyordu artık. Küresel Kaynama dönemi bittikten sonra Yanma dönemindeydi hâlâ daha çıkılamamıştı bu gidişle de hiç çıkılamayacaktı.

Devletler, toplum kuruluşları, biliminsanları sürekli sıcaklık konusunda yeni önlemler alsa da yetersiz kalıyordu. Sonuçta dünya düzeni değişmemişti.1977'den beridir ertesi yıldan gün tüketen gezegen hâlâ aynıydı. İnsanlar değiştiremedikleri durumlara adapte olmuşlardı,adapte olmasalar öleceklerdi biliyorlardı. İlk başta 90+, 80+ derken yaşlı nüfus azaldı, sonra beyaz tenlilerin kansere yakalanma oranı ve vefat oranları arttı. Zayıflık olarak nitelendirilebilecek daha birçok özellik de yavaş yavaş azalmıştı dünyada.

Oğlu şimdi pandalar gibiydi gözünde, koruma altına alınmalıydı. Kızıl saçlı olma geni 0.01 oranlarındaydı ve oğlu da bu azınlık içindeydi. Kendi esmer olmasına rağmen oğlu ne hikmetse annesine çekmişti..Aklından karısını geçirdiğinde onun tatlı sesini duydu.

-Güneş kremlerini sürdünüz mü?

-Evet, sevgili cadım.

-İnsanlar değil artık güneş yakıyor öyle değil mi?

Birkaç dakika sonra dışardaydılar. Yaşlılar evlerine dağılalı yarım saati geçmişti, şimdi gençler rahat rahat çıkacaklardı. Günde bir saate yakın da olsa dışarıya çıkabilmek büyük bir nimetti.İnsan sosyal bir canlıydı,sürekli aileyle olmak da sosyalleşmesine ketti.

-Anne, parka gitsek olur mu?Yeni arkadaşlar edindim.

-Ne ara?

-Geçen sefer çıktığımızda son beş dakikada.

Parka ulaştıklarında çocuk ellerini bırakıp koştu oynamaya.

-Ona daha kötü bir dünya kalacak diye endişeliyim.

-Bize de kötü kaldı.

-Evet ama oğlum için kendimden daha çok endişeleniyorum.

-Merak etme, bizim oğlumuz güçlüdür. Bizim gibi koşullara adapte olup hayatta kalacağına eminim. Senin ve benim harika genlerim sağ olsun.

-Şaklabanlık yapmasana. Acaba bir fon mu ayırsak çocuğa?

-Biz yaşam üstüne dünyadayız. Hayatta kalabilme işinde iyi olmasak bu günlere gelmezdik. Sen, ben ve daha öncekiler. Bunu asla unutma. Güçlü olan yaşar, zayıf olan elenir. Bizim oğlumuzsa güçlü tarafta için rahat olsun.