sen gittin kurbağalara şarkı söylemeye

ben kaldım, delinmiş bir kalp

ve elimde kandan mürekkeple

sustun, büyüdü gece ve büyük mesafe

bağırdım, ulaşamadı cümlem

hiçbir yoldan yörene

uzaktın, ağlasam duyamayacağın kadar

ağlasan sarılamayacağım kadar


akıntıya bıraktın kağıttan gemiyi

sevda karası da suya batı ve üstelik gemi


demedin, gidiyorum, işte kalsın bunlar burada

yollarına gül dökemedim, dökemedin bir ekmek kırıntısı şuraya

yol kaybolur, düşünemedin, düşünemedim,

düşünemedik

yol kayboldu, şimdi ikimiz ayrı hayatlarda


sen ihtimal ki mutsundur yine bir yerlerde

çünkü yakışır bu sana her demde


ben, biliyorsun

gündüz bir uzun seferde

geceleri sonsuz hasrette


her şey uzak, ellerin ve gözlerin

ve sıcak tutan bir başı, dizlerin

seninle güzeldi, seninle beyaz, seninle serin

bütün adres bilgilerim

bütün rotalarım, bütün sokaklarımın

çıktığı yerdir

hâlâ gözlerin...


uzaktır, yürüsem de

şimdi çok yabancı sesin


geri gelmez, bilinir

o yollardan bir kez gidilir

güzeldir oralar,

seni gördüğüne mutludur şehir

sayıyorum gittiğinden beri

birden sıfır, sıfırdan bir