Herkes baksa bir fincan görür orda
Kırmızı üzeri beyaz işlemeli
Sen hep kahveni böyle içermişsin meğer
Bir ağaç dalının gölgesinde.
Nerden bilirdim.
Herkes tutsa bir fincan tutar aslında elleriyle
Kırmızı üzeri beyaz işlemeli
Ama seninki bir başka işte
Herkesin bir fincanı vardır elbet
Ama senin ellerin var işte,
Tutunca, tutuştuğum ellerin...
Şaşkınlığıma ver sevgilim
Çünkü her gün yeniden soracağım sana
Saçlarının neden bu kadar güzel olduğunu
Zamanın sende nasıl yavaş aktığını
Bir mevsimin nasıl değiştiğini gözlerinde
Alamıyorum kendimi,
Anlatamıyorum.
Ressam olsaydım keşke
Üçüncü sınıf bir şair olmak yerine
Gökyüzünü çizerdim sana
Kuru kuruya gökyüzünü anlatmak yerine
Sen varsın diye,
Ben şiir yazmaktan utandım bugün yine
Öyle güzeldin ki akşamın karanlığında
Dudakların bir çığlık gibi göğüs kafesimde
Yutkundum, adımı unuttum.
Öyle güzeldin ki akşamın yorgunluğunda
Ağzından çıkan üç kelimeydi sevda
Sen, ben, rüzgar.
Yemyeşil çayırlar uzanır gibi
Heybetli bir dağın eteklerine
Sana koşmaktı ömrümün varı
Çocuksu heveslerimle
Arsızlığıma ver sevgilim
Çünkü her gün yeniden seveceğim seni