kaçardık hep yağmurlardan 

tütün basardık kanayan yaralarımıza 

sessizce bulutlar toplanırdı üzerimizde 

biz veranda da oturur birer sigara yakardık 

günler geçti öyle yada böyle 

bir süre bir suçlu aramakla geçti günlerimiz 

bir gün güneş tepemde iken aydınlandı fikirlerim

bu düş değil, bu sevginin ta kendisi 

öyle güzel, öyle hoş

lakin ruhumun aşka susuzluğunu dindirecek dudakların gerek bana 

beni yalnız bırak

şiirler yazmalıyım gülüşüne 

gözlerinin mavisi meydan okurken güneşime 

ben bulutların üzerinde 

sıcaklığınla yanıyorum 

sen varken ne geçmişi

sen varsan tüm engelleri geçmişim 

güllerin ellerimde fakat avuçlarımı kesmişsin

gibi gibi yaşlanıyoruz her geçen yıl 

sen bir şarap misali

güzelleşiyorsun beyazlaştıkça saçlarım 

nedir sırrın, nedir gönlümü heyecana boğan

geçtiğin her yolu yeşile boyayan sihirli adımların 

yanında sönük kalıyor şu doğa 

bana doğrulmadıkça adımların 

şiirlerim bir küllüğe bıraktığım izmaritlere mezarlık 


gel ıslanalım yağmurlarda 

sigaramı ayır dudaklarımdan dudaklarınla

dudaklarından çıkacak birkaç cümleye takılı kaldı aklım 

ne ahtım var ne bahtım 

geleceksen aşka, gideceksen şiirlere konu olacak adın