Şimdi yokluğuna bile üzülemediğim bir zaman aralığındasın
Yaşanılanla hayal edilen arasında
Sonuna hiçbir ek koyamıyorum
keşkeden başka
Şimdi yürüdüğüm caddelerde iki adım geride olabilirsin
Yağan yağmur senin de yüzünde tatlı bir kaşınma hissi uyandırabilir
İnsanlar bakabilirler İstanbul ortasında iki yeşil ada gibi duran belki masum belki yalancı gözlerine
Ve güzelliğin iki yeni yetme gencin sohbetiyle harmanlanabilir
İstanbul'un puslu gecelerinde bir alkol buğusuyla
Başlangıcı nefesinde donan sözcükler yumağıydı aşk
Bir yol iki yolcu çok bilinen bir tapınak
Kapısında acaba dediğimiz acaba içerisi sıcak mıdır?
Çünkü buza kesiyordu hava ve hoyratça esen hayat
Yakan yıkan bazen da iki yıkıntıyı bir duvar dibinde buluşturan hayat
Başlangıcı nefesinde donan hoyrat bir hayattı aşk