Hislerimi kaçırıyorum,

Yoğun bulamaçlar halinde dağılıyor havaya,

Huzursuzluk.

Böyle giderse fazla dayanamayacak dünya,

Olay bulutsuzluk.

Yağsa ve yok olsa tüm acılar,

Ben ağlamadan o duysa,

Nasıl bir şeymiş bu saat,

Zamanın sonsuz döngüsünde bir ancık dursa,

Dünya durur muymuş tek hereketle -bir öpücükle?-

Erken davransaydı yetişirdi bana,

Şimdi yağmuru beklemez kimse.




Gözlerimi kaçırıyorum,

Yorgun adımlar atıyorum sokaklara,

Bir ıslaklık,

Göz kapaklarım arasında,

Böyle giderse ayaklarımın altından kayacak dünya,

Iskaladım kayıp düştüm zamanda.

Hedefini bulsa tüm eller,

Ve koca bir yangında tutuşsa,

Ben avare dolanırken ruhum bedenimden çıksa,

Nasıl bir şeymiş bu ceset,

Kalbin sonsuz atışlarında?

Dünya durur muymuş kalp bir ancık dursa?

Erken davransaydı yetişirdi bana,

Şimdi yağmuru dindiremez kimse.




Kulaklarımı kaçırıyorum,

Seslerden ve onlardan gelen tınılara,

Akseden karanlıkta,

Gölgeler ve göğsümden akıp giden yaşlar,

Kim bilir bu gece kimlerle çarpışacak bulutlar?

Nasıl bir hava bu,

Uzunca bir yokuşun sonunda,

Kalp kalbe karşı değildir yalnızca,

Her insan karşılıklı durur yokoluşta,

Buna yalnızlıklar da dahil.

Nasıl bir şey bu kanaat,

Düşünceler ve fakirlikler içinde bedenim zelil;

Kalbim hızlı hızlı atmakta,

Plakta Zeki Müren çalıyor acılarıma kefil,

O "Elbet bir gün buluşacağız!" Dese de,

Bu saatten sonra yağmuru dinlemez kimse.




/10 Ağustos 2023