Çokça merak ettiğim bir kitaptı. Ne mutlu bana ki beklediğimden daha fazlasını buldum kitapta. Kitap, yazarın otobiyografik romanı olarak da anılıyor. Yazarın kendi hayatı ile kahramanımız Martin'in pek çok ortak noktası var.

Muhteşem bir temaya sahip olan bu kitabın dili de oldukça akıcı ve anlaşılır. Martin çok yakışıklı olup eğitim seviyesi düşük, Ruth ise güzeller güzeli bir üniversite öğrencisidir. Martin'in bu yüksek mertebeye ulaşabilmesi ve Ruth'un seviyesine gelebilmesi için okuduğu kitaplar, daha sonra yazdığı makaleler alır başını götürür. Yıllar sonra kendini geliştirir de geliştirir. Büyük bir yazar olmak isteyen Martin'e kimsenin güveni yoktur. Ancak Martin tüm zor şartlara ve yoksulluğuna rağmen makalelerine pul alacak para bulur veya kıyafetlerini rehinciye verir. Tam ümidi tükenmişken dergiler yazılarını, şiirlerini almak için sıraya girerler...

Ancak hikaye beklenmedik bir trajedi ile son buluyor. Martin yıllar boyu çalışarak gelmek istediği yere nihayet gelmiş ancak mutluluğu bulamamıştır. Bir şeyler eksik ve anlamsızdır onun için... Bu harika eseri bir an önce okumanızı tavsiye ederim. Kitabın sonu ile alakalı bir şey yazmayı düşünmüyorum, spoiler şeysine girmesin. :) Ama şunu söyleyebilirim ki uzun süre etkisinden çıkamayacağım bir kitap oldu. Jack London'ın okuduğum ilk kitabı olmakla beraber son kitabı olmayacağına da eminim. Okuyacak herkese keyifli okumalar.